Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Tesla of project etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KİM BU EFSANE KADIN?

Bu yazımızda; tarihin bizzat şahiti olan insanları tanımanın en etkili kişisel gelişim vasıtası olduğunu göz önünde bulundurduk. Ve aklımıza gelen ilk isim Kenize Murad oldu.   Peki! Kimdir Kenize Murad ? Asıl adı, "Kenize Hussein de Kotwara" olup büyük dedesi Murad Han'ın ismini yazarlık hayatında kendisine mahlas olarak seçmiştir. Annesi Selma Rauf Sultan, V. Murad'ın torunu, babası ise Hindistan eyalet mihracesi Seyyid Sacid Husseindir. 1940 yılında Pariste dünyaya gelmiştir ve eğitimini orada tamamlamıştır. Uzun yıllar boyunca dünyanın önemli çatışma yerlerinde savaş muhabirliği yapmıştır. Tanığı olduğu bu trajedik gerçekler ve tanıdığı savaşzede insanlar hakkında sessiz kalamamış ve 1971'den bugüne kadar birçok kitap ve makalesi uluslarası alanda yayınlanmıştır.  Yaptığı Çalışmalar Nelerdir?  İlk olarak Fransızca kaleme aldığı "Saraydan Sürgüne" adlı eseri çıkıyor karşımıza. Bu eserinde ailesinin Osmanlı toprakları dışında yaşadıkları h

İNSAN YARATMAK

Neden hayatta olduğunuzu hiç düşündünüz mü? Hepimiz özel olduğumuzu düşünüyor, sıradanlığa katlanamıyoruz. Bunun için hayatımıza bize kendimizi iyi hissettirsin diye sıradan birini alıyoruz. Ve bunu karşılıklı yapmaya başlıyoruz. İki kişiden biri diğerine özel olduğunu hissettirmeyi unutunca ilişkimizi bitiriyoruz. Bir sıradan kişi daha bulup, birbirimizi özel hissetmek için hayatımıza tekrar alıyoruz.  Daha sonra bunu devam ettirmekten de sıkılıp evleniyor, sıradanlığımızı beraber yaşıyoruz. Artık başka birini özel hissetmek ve hissettirmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Ve bir insan yaratıyoruz. Ondan istediğimiz şekilde davranmasını, bizim gibi düşünmesini ve bizim gelemediğimiz yerlere gelip bunun gururuyla başka insanların size özel hissettirmesini istiyoruz. Toplum bunun üzerine kurulmuş gibi geliyor bana hep. Başka birinin ideallerinin gerçekleşmesini istediği ve gurur duygusu yoluyla kendini özel hissetme arzusu nedeniyle buraya zorla itiliyoruz. Ve yaşamak n

SADECE ZAMAN

Yaşamımızda günlerimiz ve saatlerimiz sayılı. Çoğu zaman bu gerçeği unutuyoruz. Aleyhimize işleyen saniyelerin sesine tıkıyoruz kulaklarımızı. Bundan dolayıdır ki mutsuz, hüzünlü ve daima bir çıkmazdayız. Kaybettiğimiz saatlerin kıymetini bilmediğimizden yaşamımızı bu kadar hoyratça kullanabiliyoruz. Unutuyoruz belki de, sonuçta bize verilen isim "unutan" demektir. ismimizin hakkını mı vermeye çalışıyoruz yaşamımızın geçip gittiğini unutarak. Öyle ya da böyle ister ismimizin hakkını vermek olsun bu unutkanlık, ister ahmaklık olsun zaman hâlâ aleyhimize işliyor. Ve biz kendimize büyük bir haksızlık yaparak saniyelerimizi üzüntüyle, nefretle veya öfkeyle hoyratça kullanıyoruz.  Önce sevgiyi unuttuk sonra da yaşamımızın kıymetini.  Şu dünyayı daima zindan ettik kendimize. Daima yapılan haksızlıklar için atıp tuttuk ama bir kedinin karnını doyurmayı bir köpeğin başını okşamayı basit işlerden bildik. Ölen bebekler için birilerini suçlarken o kıymetli y