PARA, PARA, PARA Özgür: Hey Napolyon! Hadi gel bu yazıya başlığı sen koy. Napolyon: Tabi abim yeterki sen iste! Nasıl birşey diyim? Özgür: Sadece ve anlaşılır olsun. Napolyon: Para, Para, Para! (Orjinal metin: “ d'argent, d'argent, beaucoup d'argent ”) Bu nasıl iğrenç bir giriş diyerek bana Zeugma’daki Çingene Kız mozaiği gibi bakmayın lan! Para, İnsan ve Doğa Para Varken İnsan Para Yokken İnsan Parasız Özgürlük Olur Mu? Para, İnsan ve Doğa Para, insanı ele geçiren insan icadı! Düşüncelerimizi, hayallerimizi ve kendimizi dahi satın alan değerli kağıt parçası. İnsanlar ona sahip olmak için hergün ortalama günlerinin 8 saatini satmaktalar. Sırf bir kaç kağıt için… Nedense bana hep garip gelir ta ki parasız kalana kadar. Son ırmak kuruduğunda, son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda, beyaz adam paranın yenmeyecek bir şey olduğunu anlayacak. Bu kızıl derili sözü çok bilinir ama bir o kadar da hoşuma gitmiştir hep. Önce
Filozof kadar derin düşünmek ve büyükannem gibi basit söylemek. İşte yaptığım tam da bu!