Ana içeriğe atla

Kayıtlar

skgeb etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

KUTSAL KASE

KUTSAL KASE  Bu gün size anlatacağım konu  Dan Brown'un çok satan kitaplarından biri olan "Da Vinci Şifresi" kitabında da anlatılmaktadır.   Kutsal Kase ününü "The Conte Del Graal" ve "Da Vinci Şifresi" romanlarından almaktadır. Kutsal kase hakkında üç adet efsane vardır. 1.Efsane "Son Akşam Yemeği"    İlk efsanede kutsal kase İsa ve havarilerinin son akşam yemeklerinde yemek yerken İsa'nın şarap içtiği kase olarak bahsedilir. Bilinir ki İsa bu yemekten sonra Romalı askerler tarafınca yakalanmıştır. Son yemeğinde kullandığı kase olduğu için ona bir kutsallık atfedilmiştir. 2.Efsane "Çarmıha Gerilmesi"    İsa Yahuda'nın ihanetiyle Romalı askerler tarafından yakalandıktan sonra halkın ileri gelenleri onu ölüm cezasına çarptırmak amacıyla anlaştılar. İsa'yı bağladılar ve onu Vali Pilatus'a teslim ettiler. Pilatus halka öyleyse ne yapalım diye sorduğunda hep bir ağızdan "Çarmıha gerelim"

MUTLULUK

MUTLULUK  NEDİR? Bence hayattan beklentilerimizin karşılanması sonucu oluşan tatmin duygularının getirdiği durumdur mutluluk. Hayattan beklentilerimiz ve ona bakış açımız mutluluğumuzu etkili bir biçimde etkiliyor.                                          NEDEN MUTLU OLAMIYORUZ? Bu sorunu basitçe  3  adımda ele alacağız. 1)YANLIŞ ŞEYLERE DEĞER VERİYORUZ! Mutlu yaşamak istiyorsanız hayatınızı olaylara ve kişilere değil bir amaca bağlayın. Demiş Einstein. Bizler hayatımıza bir hedef koysak ve amacımıza bağlansak da amacımıza yürüdüğümüz yolda insanların söyledikleri ve bize karşı takındıkları tavırları ile çok fazla ilgileniyoruz. Bunlarla ilgilenirken amacımızdan sapıyoruz ve hayata karşı beklentilerimiz karşılanmamış oluyor. 2)SABIRSIZ TIRTIL UÇAMAZ! Amacımıza ilerlerken eleştirilerden ve aşağılanmaktan sıkıldığımız için hemen beklentilerimizin karşılığını almak istiyoruz. Bu olmadığında hemen sabırsızlanıyoruz. Ve koyduğumuz hedefi listemizden siliyoruz. 3) MU

BARNABAS İNCİLİ

    Barnabas İncili'ni bu gün burda anlatmamın amacı bir önceki yazımla ( ÖLÜ DENİZ YAZMALARI  ) aynı konuyu anlatmak istediğim için. Yani insanların Hristiyanlık adı altında kullanılmalarını anlatmak istiyorum sizlere. Hristiyanlığın insanlara karşı pek çok bariz yalan kısmı vardır. Bu yanlışları onların gözüne sokan belgeleri her geçen gün kasten ortadan kaldırmışlardır. Daha önceki yazımızdaki gibi size yine doğrunun kanıtı olan bir belgeyi anlatacağım.     Türkiye'deki insanların çoğu böyle bir incilin adını ilk defa Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümüyle birlikte duydu. Ölümünün daha doğrusu öldürülmesinin sebebinin bu incili gördüğü için bir suikast düzenlendiği iddiasıyla popülerlik kazandı. Bu olaya kadar ülkemizdeki insanların çoğu kaç farklı incil olduğunu bile merak etmedi. Ben size söyleyeyim şu anda Hristiyanların elin de Luka, Matta, Yuhanna ve Markos isimli kişiler tarafından yazılmış 4 incil bulunmaktadır ve hiçbiri birbirini tutmaz. BARNABAS KİMDİR?

KİM BU EFSANE KADIN?

Bu yazımızda; tarihin bizzat şahiti olan insanları tanımanın en etkili kişisel gelişim vasıtası olduğunu göz önünde bulundurduk. Ve aklımıza gelen ilk isim Kenize Murad oldu.   Peki! Kimdir Kenize Murad ? Asıl adı, "Kenize Hussein de Kotwara" olup büyük dedesi Murad Han'ın ismini yazarlık hayatında kendisine mahlas olarak seçmiştir. Annesi Selma Rauf Sultan, V. Murad'ın torunu, babası ise Hindistan eyalet mihracesi Seyyid Sacid Husseindir. 1940 yılında Pariste dünyaya gelmiştir ve eğitimini orada tamamlamıştır. Uzun yıllar boyunca dünyanın önemli çatışma yerlerinde savaş muhabirliği yapmıştır. Tanığı olduğu bu trajedik gerçekler ve tanıdığı savaşzede insanlar hakkında sessiz kalamamış ve 1971'den bugüne kadar birçok kitap ve makalesi uluslarası alanda yayınlanmıştır.  Yaptığı Çalışmalar Nelerdir?  İlk olarak Fransızca kaleme aldığı "Saraydan Sürgüne" adlı eseri çıkıyor karşımıza. Bu eserinde ailesinin Osmanlı toprakları dışında yaşadıkları h

YARIYIL TATİLİ NASIL OLMALI

Yarıyıl Tatili Nasıl Olmalı?    15 günlük bir tatile girmişken yeterince dinlenemediğimi hissettim. Bunun için bulunduğum şehri değiştirdim. Fakat bu bu gün dördüncü gün olmasına rağmen  bir türlü dinlenemiyordum. Daha doğrusu bedenim gayet mutluydu fakat zihnimin tatilden haberi yoktu. Benimse dönem sonunda sınavım olduğu için zihnimi iyi dinlendirebilmem gerekli. Bu sebeple bir kaç gün neler yapmalıyım diye düşündüm ve araştırdım. Sizler için değil aslında kendim için hazırlamıştım bu yazıyı öncelikle. İşe yaradığını gördükten sonra sizlere de belki faydası dokunur diye bunları düzenleyip yayınlamaya karar verdim. 1)Gittiğiniz yerin önemi nedir?    Gittiğiniz yer çok önemli çünkü dönem arasında bol eğlenceli, parti havasında bir yer yarım dönem boyunca bulanmış zihninizi  daha da bulandıracaktır emin olun. O yüzden sakin bir deniz kasabası veya bir köy en ideal seçim bence öğrenciler için. Çünkü deniz dalgasının kayaya çarpma sesi veya köydeki hayvanların sesi kime iyi gelmez

Hayatın Saati

 HAYATIN SAATİ Geçmişten günümüze insanlar zaman zaman bir şeylerin yokluğuna şahit olmuşlar ağır kıtlık dönemlerinden geçmişlerdir. Bunu kimi zaman bir romanın satırlarında okuruz kimi zaman ise nenelerimizin "bizim zamanımızda..." diye başlayan acıklı hikayelerinden duyarız. Peki ya biz gelecek neslimize neyin kıtlığını anlatacak veya yazacağız? Bu sorunun cevabından günlük hayatımızda sıkça bahseder olduk.  Durmadan etrafımızdaki insanlara zamanın nasıl yetmediğini, vaktin su gibi akıp geçtiğini hayıflanırken buluyoruz kendimizi. Her kıtlık bir israfın sonucudur. Zamanımızı hoyratça kullanarak biz tüketiyoruz aslında. Hepimiz ecelin nefesinin ensemizde olduğunu unuttuk ve sanki asırlarca bu dünyada kalacakmışız gibi hayatımızı rutine bindirdik. Ve artık gereksiz rutinlerimiz öyle yapıştıki bizlere bu rutinlerden kendimize veya kitaplarımıza ayıracak zaman bulamaz hale geldik.  Zaman yetmiyorsa eğer bizlere; israf etmeyelim, ölümü hatırlayıp rutinlerimiz

YANLIŞ KİTAPLAR

YANLIŞ KİTAPLAR Yanlış kitap ne demektir? Yanlış kitap içinde sakıncalı içerik ve hitap ettiği yaş grubunu olumsuz etkileyip, yanlış yönlendiren kitaba diyorum ben. İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte isteyen istediği şeyi yazabilir oldu. Ve asıl sorun bu mecra da yazılan bir takım yazılar çok okunduğu için kitap haline getirilip yayımlanıyor. Aslında ülkemizde uzun süre boyunca yasaklanmış bazı fikir kitapları olsa da bu konu çok başka. Bu da çok ciddi bir mesele. Genç kurgu denilen bazı gençlik kitapları fazlasıyla ahlaksızlık barındırıyor. Hatta bu ahlaksızlıkların özendirici karakterler üstünden anlatılmasıyla gençlerimiz bu anlatılanların övünülecek davranışlar olduğunu düşünüyorlar. Fakat ortada hiçbir edebi içerik yok. Öğreticilik veya bir konu işlenmiyor. Amaç sadece kitaptan para kazanmak. Eğer zamanında Montaigne para kazanmak için yazı yazsaydı yazdıkları bu gün bu kadar değerli sayılmazdı. Eğer J.J.Rousseau para kazanmak için yazsaydı Atatürk'ü etkilemez

TIRTILDAN KELEBEĞE: DEĞİŞİM

Kendinizde bir takım kusurları fark ediyor veya kendinizi bazı konularda yetersiz görüyorsanız olabileceğiniz en doğru yoldasınız. Ama bu değişim için elbetteki yeterli değil.  İnsanın kendini kabullenmesi yeri geldiğinde hatalarını görmesi ve bunları kişiliğine itiraf etmesi gerekir. Bu değişmek için yapılacak ilk adımdır. İkinci adımsa ataletten kurtulmak ve değişim için harekete geçmektir. Kendinizi hangi durumlarda hangi davranışlarla beğenmediğinizin farkına varın ve tüm cesaretinizi toplayıp tabularınızı yıkın. Değişmek daha doğrusu yanlışları görerek değişmek sancılı bir süreçtir. Sizi destekleyen insanları kendinize daha yakın tutun. Bunun yanı sıra siz de kendinizi destekleyin.  Değiştirilmesi istenilen huylar" göreceli bir kavramdır. Toplumdan topluma değişmesini bırakın insandan insana bile değişebilir. Bu yüzden kendi doğru ve yanlışlarımızı belirlemek bunların farkına varmak yeri geldiğinde etraftaki tabu yüklü insanları görmezden gelmek sür

ATALET

ATALET Atalet, fizikte eylemsizlik anlamına yani hareketsizlik anlamına gelir. Sizde kendinize yeni hedefler belirledikten sonra eyleme dökme konusunda sorun yaşıyor musunuz? Büyük ihtimalle yaşıyorsunuz. ATALETİ YENMEK Ataleti yenmenin basit çözümlerinden biri ciddi anlamda planlı olmaktır. Bir süre kendinize ufak bir ajanda yardımıyla program tutun. Günlük, haftalık ve aylık olarak görevler belirleyin. Ve sık sık bu ajandaya göz gezdirin. Sonunda görevlerinize karşı bir sadakat oluşacak, onları yerine getirmediğinizde vicdan azabı çekmeye başlayacaksanız. İşte buna "görev sadakati" denir, ve ataleti yenmenin tek yolu budur.