Ana içeriğe atla

Kayıtlar

hayal etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YÜKSEKTEN KORKMAYIN!

YÜKSEKTEN KORKMAYIN! Kendine hep Ay’ı hedefle, ıskalasan bile en azından yıldızların arasına düşersin... Ay nasıl hedeflenir, yıldızların arasına nasıl düşülür?  Yıldızların arası mı daha güzeldir yoksa hedeflenen Ay mı?  Peki ya gerçek yükseklik...? Herkes için başarılar, hedefler ve hayaller bambaşkadır. Küçük bir çocuk için 10'a kadar saymak alkışlanacak bir başarıyken mühendislik fakültesi öğrencileri matematiğin gelişmişlik sınırlarını zorlamayı hedefler; apayrı bi dünyada yaşayan ve bunlardan bir haber olan Afrikalı çocuk ise sadece temiz sular hayal eder.  Sınırlarımızı belirlemek en büyük başarıdır zannımca. Sınırlarını belirleyen insan, kapasitesinin ve imkanlarının farkında hayal- hedef- başarı üçlüsünü en iyi şekilde çizer.  Başarının diğer başarıları doğurduğu söylenir hep, bu doğrudur çünkü gerçek sınırları belirlemek büyük bir başarıyken yepyeni serüvenlere de kocaman bir adımdır. Realist -diğer bir deyimle ayakları yere basan- insanların hayalleri bile hedefleri

MUTLULUK

MUTLULUK  NEDİR? Bence hayattan beklentilerimizin karşılanması sonucu oluşan tatmin duygularının getirdiği durumdur mutluluk. Hayattan beklentilerimiz ve ona bakış açımız mutluluğumuzu etkili bir biçimde etkiliyor.                                          NEDEN MUTLU OLAMIYORUZ? Bu sorunu basitçe  3  adımda ele alacağız. 1)YANLIŞ ŞEYLERE DEĞER VERİYORUZ! Mutlu yaşamak istiyorsanız hayatınızı olaylara ve kişilere değil bir amaca bağlayın. Demiş Einstein. Bizler hayatımıza bir hedef koysak ve amacımıza bağlansak da amacımıza yürüdüğümüz yolda insanların söyledikleri ve bize karşı takındıkları tavırları ile çok fazla ilgileniyoruz. Bunlarla ilgilenirken amacımızdan sapıyoruz ve hayata karşı beklentilerimiz karşılanmamış oluyor. 2)SABIRSIZ TIRTIL UÇAMAZ! Amacımıza ilerlerken eleştirilerden ve aşağılanmaktan sıkıldığımız için hemen beklentilerimizin karşılığını almak istiyoruz. Bu olmadığında hemen sabırsızlanıyoruz. Ve koyduğumuz hedefi listemizden siliyoruz. 3) MU

KİTAP ÖNERİSİ | Ocak Ayı (Yarıyıl Özel Tavsiyesi)

ŞU HORTUMLU DÜNYA'DA FİL YALNIZ BİR HAYVANDIR Yarıyıl tatili gelmişken sizlere bir "okuma kitabı"  tavsiyesi yapmak mantıklı geldi içimden. Bu 15 günü hep beraber güzel değerlendirmeliyiz. Ve bu gün paylaşacağım kitabı büyük ihtimalle 1 gün içinde bitireceksiniz. Bu kitapla benim sayemde tanışırsanız ben mutlu olurum. E zaten tanıştıysanız benim blog'umu okuduğunuz için gurur duyarım. Hani bazı sıkıcı ve sıkıntılı zamanlarda ilaç gibi karşımıza çıkan kitaplar vardır ya. Bu kitap fazlasıyla ilaç gibi. Ahmet Şerif İzgören'in tüm kitapları gibi akıcı, samimi ve yalın bir anlatıma sahip olan kitap, sadelikle ülke üzerine çok güzel eleştiriler yapıyor. Peki neden ismi bir garip? diye sorar olduğunuzu duyar gibiyim. Ahmet Şerif İzgören ve bir arkadaşı bir gün ingilizce sınavına girerler. Orada karşılarına "the elephant is only animal this world with a trunk (Fil Dünya'da hortumu olan tek hayvandır)" cümlesi çıkar. Ve bir çeviri hatasıyla arkada

TIRTILDAN KELEBEĞE: DEĞİŞİM

Kendinizde bir takım kusurları fark ediyor veya kendinizi bazı konularda yetersiz görüyorsanız olabileceğiniz en doğru yoldasınız. Ama bu değişim için elbetteki yeterli değil.  İnsanın kendini kabullenmesi yeri geldiğinde hatalarını görmesi ve bunları kişiliğine itiraf etmesi gerekir. Bu değişmek için yapılacak ilk adımdır. İkinci adımsa ataletten kurtulmak ve değişim için harekete geçmektir. Kendinizi hangi durumlarda hangi davranışlarla beğenmediğinizin farkına varın ve tüm cesaretinizi toplayıp tabularınızı yıkın. Değişmek daha doğrusu yanlışları görerek değişmek sancılı bir süreçtir. Sizi destekleyen insanları kendinize daha yakın tutun. Bunun yanı sıra siz de kendinizi destekleyin.  Değiştirilmesi istenilen huylar" göreceli bir kavramdır. Toplumdan topluma değişmesini bırakın insandan insana bile değişebilir. Bu yüzden kendi doğru ve yanlışlarımızı belirlemek bunların farkına varmak yeri geldiğinde etraftaki tabu yüklü insanları görmezden gelmek sür

DEHANIN DİPLOMASI YOKTUR !

Ülkemizde başarı inancı karne notlarının yüksek ve diplomanın iyi olması üzerine kurulu. Maalesef bu ülkemizdeki gençleri mutsuz, ülkemizin ise gelişmesini engelliyor. Ülke Atatürk Orman Çiftliğinde gezinen develerle dolu. Demişti Ahmet Şerif İzgören. O kadar haklı ki aslında. İyi not getiren robotlar, iyi bir diploma sahibi cahiller yetiştiriyoruz sadece. Ve mutsuz bir topluma neden oluyor bu davranışımız. PEKİ BU SORUNUN ÇÖZÜMÜ NE? Bu sorunun cevabını Konfüçyüs vermişti aslında. Sevdiğiniz işi yaparsanız, hayatınız boyunca çalışmış hissetmezsiniz. Derken bunu kast ediyordu. Mutluluğun modern formülünü yani. Böyle düşünerek çocuklarımızı yetiştirdiğimiz zaman Atatürk'ün hayaline daha çok yaklaşacağız, daha mutlu olacağız. Nikola Tesla yetiştirmek, Elon Musk yaratmak Bu kadar zor değil. Lütfen çocuklarınızın karnelerine bakmadan önce onların içinde yatan dahiye bir selam gönderin sözlerinizle.