Ana içeriğe atla

Kayıtlar

ABDÜLHAMİD HAN'I HATIRLAMAK

    Yıl içerisinde o kadar özel ve önemli günler var ki gerçekten hatırlanmaya değer günleri unutur olduk. Bunlardan biri de II.Abdülhamid Han'ın ölüm yıl dönümü. Sessiz sedasız gelen Şubat ayıyla beraber bu büyük sultanın ölümünün üzerinden tam 100 yıl geçti. 10 Şubat 1918 yılında son "Ak" sultan, son halifeyi toprağa verdik.    Bu zâtın ölümüyle ilgili birçok yazı okumuşsunuzdur belki de. Bu  yazıların çoğu yardakçıların samimiyetsiz kalemlerden dökülen cümlelerdir. Biz bunca yazının içerisinde en samimi ve doğru olarak II.Abdülhamid'in 17 evladından biri olan Ayşe Sultan'ın yazılarını bulduk. Ayşe Sultan, 6 Nisan 1956 tarihli haftalık "Hayat" mecmuasında Nihal Atsız ve Yılmaz Tuna'nın katkılarıyla hazırlanan hatıralarını kaleme aldı. Bu hatıralarda babasının ölümünü de detaylıca anlattı.    Bu ölümü acıklı beyitler yazarak anlatmaktan ziyade bir takım gerçeklere değinmek istiyoruz. Abdülhamid Han kimilerine göre bir vatan haini kimilerin

ÜLKEMİZDEN MUTLU EDEN HABERLER

   Şu günlerde hangi medya kanalını açsak felaket tellalı gibi etrafımızı kuşatan karabulutları görüyoruz. Bunlar kadına veya hayvanlara yönelik  uygulanan şiddet veya aralıksız konuşan siyasetçilerin haberleri. Durmadan bu haberleri duymaktan yorulduğumuz bir zaman dedik ki "Hiç mi güzel birşey olmuyor bu ülkede?". Sonra bu iyi haberleri bizim gibi felaket haberlerinden sıkılanlar için derledik. Umarız ki bu gibi haberlerin parçası olabiliriz. 1)SIFIR ATIK    Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yürütülmeye başlanan "Sıfır Atık Projesi" öncelikle kamu binalarında uygulanması hedefleniyordu. Bu kapsamda öncelikle Cumhurbaşkanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı binalarında uygulanmaya başlandı. Ocak 2018 verilerine göre; 2920 kg kağıt dönüştürülerek 102 kişinin oksijen ihtiyacını karşılayan 51 ağaç korundu, 420 kg cam geri dönüştürülerek 50 litre petrol tasarruf  edildi. 1120 kg plastik geri dönüşümle sanayi alanına katkı sağladı. Bu haberin dev

MUAMMER KADDAFİ VE GERÇEKLER

  MUAMMER KADDAFİ VE GERÇEKLER    Bu gün size anlatacağım kişi daha önce ülkemizde halkına işkence yapıyor diye anlatıldı. Fakat Kıbrıs Harekatı döneminde ülkemiz için yaptıklarını ve Türkleri ne kadar sevdiğini kimse anlatmadı. Bu günlerde herkes bilmeden birşeylere inanmaya başlıyor. Bu konuda Celal Şengör " İkinci el bilgi en tehlikeli şeydir." der. Ve artık halkımız öyle bir seviyeye gelmiş bulunmakta ki sadece duyduklarıyla düşünür olmuş âdeta. Şimdi size sözde halkı tarafından öldürülen bir lideri anlatacağım. Onun "Muammer KADDAFİ".   1974 yılında TSK'nın adaya başarılı harekatından sonra Yunan-Türk Savaşı riskiyle Türkiye'nin silah eksiği önemsenmiş. Ve İran'dan silah istenmiştir fakat iran ufak tefek malzemeler göndererek bizi başından savmıştır. Fakat böyle bir dönemde Libya Hükümeti kapatılan Amerikan Üssü'nde kalan tüm silahları 4 uçakla Türkiye'ye göndermiştir.      Ayrıca Deniz Baykal'ı bizzat ağırlamış ve ondan Kı

ÖLÜ DENİZ YAZMALARI

ÖLÜ DENİZ YAZMALARI     Bu gün size Hristiyan ve Yahudi dünyası için çok önemli olan yazmaları tanıtacağım. Bazı yerlerde bu belgeler " Ölü Deniz Parşömenleri " olarak belirtilse de aslında sadece parşömenlerden değil, deri ve bakır yazmalar da bulunduğu için başlıkta bunlara yazmalar demeyi tercih ettim.     1947 yılında Ölü Deniz kıyısı yakınlarında bir çoban koyunlarını otlatmaktadır. Koyunlar kaybolur ve bunu fark eden çoban koyunları aramaya koyulur. Ararken bir mağaraya girer ve burada bir parşömen bulur.    Yazmaların 1947 yılında bulunmasıyla birlikte bu parşömen Kudüs Üniversitesi nin eline geçer ve araştırmalar başlar. Arkeolojik kazılar 1958 yılına kadar sürmüş olup 11 mağarada 800 civarı yazma bulunmuştur. Bunlar arasında Tevrat'ta geçen parçalar olsa da  olmayanlar da vardır. Bu metinlerin çoğu Tevrat kaynaklıdır. Fakat yazmalar içerisinde kutsal metinlerin değiştirilmiş halleri de bulunmaktadır. Metinler deri, parşömen ve bakır üzerine yazılmış

KUTSAL KASE

KUTSAL KASE  Bu gün size anlatacağım konu  Dan Brown'un çok satan kitaplarından biri olan "Da Vinci Şifresi" kitabında da anlatılmaktadır.   Kutsal Kase ününü "The Conte Del Graal" ve "Da Vinci Şifresi" romanlarından almaktadır. Kutsal kase hakkında üç adet efsane vardır. 1.Efsane "Son Akşam Yemeği"    İlk efsanede kutsal kase İsa ve havarilerinin son akşam yemeklerinde yemek yerken İsa'nın şarap içtiği kase olarak bahsedilir. Bilinir ki İsa bu yemekten sonra Romalı askerler tarafınca yakalanmıştır. Son yemeğinde kullandığı kase olduğu için ona bir kutsallık atfedilmiştir. 2.Efsane "Çarmıha Gerilmesi"    İsa Yahuda'nın ihanetiyle Romalı askerler tarafından yakalandıktan sonra halkın ileri gelenleri onu ölüm cezasına çarptırmak amacıyla anlaştılar. İsa'yı bağladılar ve onu Vali Pilatus'a teslim ettiler. Pilatus halka öyleyse ne yapalım diye sorduğunda hep bir ağızdan "Çarmıha gerelim"

RENKLER VE DAVRANIŞ

RENKLER VE DAVRANIŞ     Giyinirken, odamızı boyarken, araba alırken ve daha çok işimizde renk seçimi bizi çok uğraştırır. Halk arasında yayılan bilgilere göre; hastahaneler hijyen hissi vermek amacıyla beyaz, cezaevi saldırganlığı azaltsın diye pembe renge boyanıyormuş. Peki doğru mu sizce? Belki renkler fark yaratıyor veya yaratmıyor. Fakat yarattığı düşüncesi batı kültüründen gelmiştir. Ülkemizde ciddi şekilde bu inanış yerleşmiştir. Yakın zamanda ki araştırmalara bakarak gerçeğe siz karar verin. MAVİ    2009 yılında Brisith Columbia Üniversitesi'nde araştırmacılar bu soruya net bir cevap aramak istediler. Deneklere mavi, kırmızı ve nötr renklerde monitörler gösterilerek testlere tutuldular. Kırmızı monitör de hafıza, düzeltme ve dikkat gereken işler daha iyi sonuç verirken, mavi de ise yaratıcı işlerde başarı sağladı. KIRMIZI    Sizce kırmızı ikaz mı ihtiras mı? 2014 yılında daha büyük bir grupla testler yapan araştırmacılar renklerin etkisinin olmadığını

MUTLULUK

MUTLULUK  NEDİR? Bence hayattan beklentilerimizin karşılanması sonucu oluşan tatmin duygularının getirdiği durumdur mutluluk. Hayattan beklentilerimiz ve ona bakış açımız mutluluğumuzu etkili bir biçimde etkiliyor.                                          NEDEN MUTLU OLAMIYORUZ? Bu sorunu basitçe  3  adımda ele alacağız. 1)YANLIŞ ŞEYLERE DEĞER VERİYORUZ! Mutlu yaşamak istiyorsanız hayatınızı olaylara ve kişilere değil bir amaca bağlayın. Demiş Einstein. Bizler hayatımıza bir hedef koysak ve amacımıza bağlansak da amacımıza yürüdüğümüz yolda insanların söyledikleri ve bize karşı takındıkları tavırları ile çok fazla ilgileniyoruz. Bunlarla ilgilenirken amacımızdan sapıyoruz ve hayata karşı beklentilerimiz karşılanmamış oluyor. 2)SABIRSIZ TIRTIL UÇAMAZ! Amacımıza ilerlerken eleştirilerden ve aşağılanmaktan sıkıldığımız için hemen beklentilerimizin karşılığını almak istiyoruz. Bu olmadığında hemen sabırsızlanıyoruz. Ve koyduğumuz hedefi listemizden siliyoruz. 3) MU