Ana içeriğe atla

İMAM-I BİRGİVİ KİMDİR?


İMAM-I BİRGİVİ'NİN HAYATI 


   1523 yılında Balıkesir'de doğan Takîyüddin Mehmed, ilk öğrenimi müderris olan babası Pir Ali'nin medresesinde tamamladı. Yüksek öğrenimi için İstanbula gitti ve Semaniyye Medresesinde dönemin önemli hocalarından ders aldı. Öğrenimini tamamladıktan sonra verdiği vaazlarda halkı Kur'an ve sünnete dönmeye, batıl inançları ve bid'âtları terketmeye çağırdı. O dönemlerde halkın ve devletin din konusunda birçok yanlışlarını dile getirdi. Bunlardan ilki ve dönemin şeyhülislamı Ebusuud Efendiyle çatışmasına neden olanı; vakıflara nakit yardım yapılmasının haram oluşunun dile getirmesiydi. Vaazlarında bu şekilde halkı uyardığı için dönemin padişahı tarafından uyarıldı ve halkın arasına fitne sokmaması tembihlendi. İmam-ı Birgivi bu uyarılara rağmen doğruları söylemeye devam etti; para karşılığında Kur'an öğretmenin haram olduğu, türbe ve camilerde mum yakılmasının Peygamberden sonra uydurulduğu gibi nice ince ama hayatın içinden ayrıntılara değindi. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovdular ve İmam-ı Birgivi baskılara ve halkın bu denli dini kirletmesine tahammül edemedi ve kendi tabiriyle bu kirden kendini temizlemek için, İstanbul'da Bayramiyye Tekkesin'de inzivaya çekildi. Ancak bu tekkede yapılan her şeyi Kur'an ve sünnetten delil arayarak sorguladı. Tekkede kaldığı süre boyunca tarikatlar adı altında dine ne kadar hurafe sokulduğunu gözlemledi ve dervişliğin kendisine göre olmadığını anladı. Tekkenin şeyhi Abdullah Karaman'ında tavsiyesiyle dervişliği bırakıp tekkeden ayrıldı. Ve İstanbuldan gelen emirle İzmir'in Ödemiş ilçesindeki Birgi mahallesine hoca olarak tayin edildi ve yaşamının geri kalanını burada öğrenci yetiştirerek sürdürdü. Eserlerini de burada kaleme aldı ve kaynak olarak Teymiye, Tebarani ve Ebu Davud gibi hadis alimlerini gösterdi. 

   En önemli eseri olan Tarikat-ı Muhammediyye (Muhammed'in Yolu) her ne kadar ahlak hakkındaki hadislerden ibaret bir kitap gibi görülsede aslında o dönemde artan ve dini yıkmaya başlayan tarikatlara adeta bir tepki olarak yazılmıştır. Tek yol Muhammed'in yolu denilerek tarikatlara ince gönderme yapılan bu kitapta kötü ahlak ve kalp hastalıkları hadislerle anlatılmış ve "Ahlakınızla beraber dinide bozdunuz alın okuyun bu kitabı" dercesine anlayanın yüzene tokat gibi çarpılmıştır. İmam-ı Birgivi kitabında islamiyetin bozulmasını halkın ahlakının bozulmasına bağlamış ve kötü ahlak olarak ilk sırada cehaleti ve cehalete razı olmayı göstermiştir. 

   Bu bahsi geçen olay I. Süleyman zamanında yanı Osmanlı İmparatorluğunun yükselişi zirvede yaşadığı devirde geçiyor. Anlayacağınız dinimiz tarikatların eliyle bozulmaya bundan yaklaşık 500 yıl önce başlamış. Belkide nice İmam-ı Birgiviler bu uğurda mücadele verdi. Ama bazı kesimler dinin yıkılmasını son 100 yıla mâl ediyor. Buna cehalet mi desek yoksa ahmaklık mı bilemedik. 

   Takiyyüddin Mehmed bin Ali hayatının son 10 yılını Birgi'de geçirdiği ve burada meşhur olduğu için Birgili manasına gelen Birgivi lakabını aldı. 1573 yılında İstanbul'a doğru çıktığı yolculuğunda veba hastalığına yakalandı ve hayatını kaybetti. Geriye birçok eser ve rahmetle anılası bir hayat bıraktı...


Yorumlar