Ana içeriğe atla

Kayıtlar

İLETİŞİM

  Reklam, tanıtım yazısı,backlink, konuk yazarlık ve yayınlatmak istediğiniz yazılarınız için bize skgeblogger17@gmail.com adresinden ulaşabilirsiniz.   Ayrıca yazılar hakkında görüş ve yorumlarınızı bize yorum veya mail olarak mutlaka bildirin ki size daha güzel içerikler sunalım. Kişisel hesabımda ozgurkrcnnn@outlook.com dur. Buradan da benimle iletişime geçebilirsiniz.

KİTAP OKUYAN İNSAN TÜRLERİ

    Kitap okumak, insana yaşamak kadar fayda sağlar. Öğretir, düşündürür ve tecrübe ettirir. Hayal etmenin gücü kitapla büyür, düşünmenin güçlenmesi kitaptır. Her zaman "bir yerden" duydum derseniz pek umursanmaz söylediğiniz şey, fakat "bir yerde okudum" derseniz etkili olur. Birkaç yıldır etrafımı gözlemlerken kitap okumak hakkında 3 farklı insan tipi gördüm. Bu farklılığın temel sebebi insanların kitap okumaya olan farklı bakış açıları sebebiyle olduğunu düşünüyorum. 1) SOSYAL ORTAM OKUYUCUSU     Benim bu tiplere sosyal ortam okuyucusu dememin temel sebeplerinden biri ise bu tip insanlar sadece "kitap okuyor" diye anılmak adına kitap okurlar. Amaçları fayda sağlamak veya bilgiye olan saygı temelli değildir. Bu insanlar genellikle "kahve, kitap ve yağmur" üçgeninin arasında kitap okuyan insanlardır. Popüler kitapları okurlar. Ve ne okurlarsa onunla ilgili en az 5 fotoğraf atmadan rahat edemezler... 2) BİLGİYE TAPANLAR     Bilgiye

NERDEN ÇIKTI BU 14 ŞUBAT

        Milattan önce 3. yüzyılda Roma İmparatoru Claudius II, askeri olarak devleti güçlendirmek için askerlerin evlenmesini yasaklamış. Ve tüm genç erkekleri zorunlu olarak askere almıştır.  Bu yüzden genç çiftler uzun süre ayrı kalmışlar. Fakat St. Valentine gizli nikahlar kıyarak gençleri evlendirmeye başlamış fakat bir süre sonra bu olay ortaya çıkmış. Ve bir 14 Şubat gününde Aziz Valentine idam edilmiş. Daha sonralarda ise Papa Gelasius'a göre şehit sayılan Aziz Valentine adına 496 yılında bir tören düzenlenmiştir ve bu tören ilk "Sevgililer günü" olarak bilinir.     Her yıl Sevgililer Günün'de ortalama 7-8 milyar lira para harcanıyor günümüzde. Peki ya Anneler Günü'nde ne kadar harcanıyor? Ortalama 1.5 - 2 milyar lira. Babalar gününde ise ortalama 1 - 2 milyar lira arasında. Bu gün bir azizi anmaktan daha çok ülkeler için ekonomiye katkı sağlamaktalar.     Sevgilisi olmayan ziyaretçilerimize ise bu yokluğu hissettirmemek için biz kutlayalım dedik.

YAPABİLİRSİN | Benedict Cumberbatch

YAPABİLİRSİN     Benedict Cumberbatch'in o muhteşem konuşmasıyla yeniden güç bulacaksınız. Kendisini Sherlock dizinden tanıyor olabilirsiniz. Ve bu videoda bu adam mutlaka dinlenilmeli.

SATIN ALMAK

       Modern yaşamın insanlara kattığı en büyük sorunlardan biri de bence düşünmemek. Yaşarken, gezerken, ve okurken düşünmüyoruz artık. Kısırlaşmış anlayışlar oluşturmamıza neden oluyor bu sorun. Bu günün sorununa çözüm bulmuyoruz sırf bizi ilgilendirmiyor diye. Hayal etmekten uzağız yada hayal ettiğimiz şeyler de nesnelere sahip olma üzerine sadece. Ne kadar aşağılayıcı değil mi?    Satın alırken de düşünmüyoruz artık. Çünkü satın alırken para verdiğimizi düşünüyoruz. Peki ya sende mi öyle düşünüyorsun? Patronların senin yeteneklerine ve zamanına para öder. Kimse boşuna para ödemez iş dünyasında. Modern yaşamın temel düzeni sizin yaşamınızı satın almak üzerinedir. Fahişeleri bu gün ayıplarız belki ama bizim yaptığımızın hiçbir farkı yok, o da bizim gibi hayatını satıyor.     Benim gibi genç arkadaşlarımı görüyorum. Sürekli bir para harcama hevesi içindeler. İnsan hayatından sattığı zamanla egosunu tatmin eder mi hiç? Genç kardeşlerim hiç düşünmüyorlar genelde. Harcadıkları

MERSİNDEKİ EV VE GİZEMLERİ

    Bu gün burada sizlere zamanında ülke gündeminde çok konuşulmuş bir konu hakkında kendi fikirlerimi sunmak istiyorum. Mersinin Tarsus ilçesinde zamanında esrarengiz bir kazı başlamış ve milletvekilleri dahi içeri girememiştir. Bu kadar önemli olan ne olabilir diye düşünüp araştırma yapmıştım. Fakat internetteki kaynaklardan istediklerimi bulamıyordum ve bulduklarım bana pek inandırıcı gelmiyordu. Öncelikle size biraz Tarsus'un tarihinden bahsetmek istiyorum böylece konuyu daha net ve güzel bir şekilde anlatabileceğimi düşünüyorum. TARSUS     İlk olarak Kilikya'nın başkenti olan Tarsus 10.000 yıllık bir tarihe sahiptir. Medeniyet orada hiç durmamıştır o günden beri günümüze kadar hâlâ en güzel yerleşim yerlerinden biri olarak devam etmektedir. Zamanında İstanbul'da bile elektrik yokken 1902 yılında II.Abdülhamit sayesinde santral kurulmuş ve Tarsuslular elektrik kullanmaya başlamıştır. Ünlü filozof Ciciero burada yaşamış, Yedi Uyurlar Mağarası ve Aziz Pavlu

CESARET VE ZEKA

   Bundan milyonlarca yıl önce hayatta kalan atalarımız en cesur olan mıydı yoksa en korkak olanlar mıydı?  Doğal seçilim kanununa göre dış çevreye en iyi uyum sağlayan yaşamayı hak eder. Diğerleri ise doğanın kollarında yok olmaya mahkum olur. Zamanında kısa boylu zürafaların ağaçlara uzanamayıp açlıktan ölmesi gibi(bu sadece bir teoridir). İnsanlar üzerinde de mutlaka bu doğa tarafından uygulandı. Fakat doğa hayatta kalacak olarak en cesurlarımızı mı seçti yoksa korkak olanlarımızı mı?   Bunun için bence öncelikle "cesaret nedir?" diye sormamız gerekiyor. Cesaret atılganlık, belirsize yol alma durumudur. Cesur diye tabir edilen insan bir adım atarken önceden düşünmez yola çıktıktan sonra düşünmeye çalışır ve çoğu durumda da bu kâr etmez. Bir işe düşünmeden atılır da başarırsanız cesur, başaramazsanız aptal olursunuz. Fakat başaramama durumu her zaman daha fazladır. Fakat korkak insan işe başlamadan önce düşünür. Önce nasıl hayatta kalacağı önemlidir onun için. K