Ana içeriğe atla

MERSİNDEKİ EV VE GİZEMLERİ



   Bu gün burada sizlere zamanında ülke gündeminde çok konuşulmuş bir konu hakkında kendi fikirlerimi sunmak istiyorum.
Mersinin Tarsus ilçesinde zamanında esrarengiz bir kazı başlamış ve milletvekilleri dahi içeri girememiştir. Bu kadar önemli olan ne olabilir diye düşünüp araştırma yapmıştım. Fakat internetteki kaynaklardan istediklerimi bulamıyordum ve bulduklarım bana pek inandırıcı gelmiyordu. Öncelikle size biraz Tarsus'un tarihinden bahsetmek istiyorum böylece konuyu daha net ve güzel bir şekilde anlatabileceğimi düşünüyorum.


TARSUS


   İlk olarak Kilikya'nın başkenti olan Tarsus 10.000 yıllık bir tarihe sahiptir. Medeniyet orada hiç durmamıştır o günden beri günümüze kadar hâlâ en güzel yerleşim yerlerinden biri olarak devam etmektedir. Zamanında İstanbul'da bile elektrik yokken 1902 yılında II.Abdülhamit sayesinde santral kurulmuş ve Tarsuslular elektrik kullanmaya başlamıştır. Ünlü filozof Ciciero burada yaşamış, Yedi Uyurlar Mağarası ve Aziz Pavlus'un evi de burada bulunmaktadır. Ayrıca Tarsus Hristiyanlarca hac yeri kabul ediliyor. Burası Hititlerden başlayarak her dönem cazibe merkezi olmuştur. Hatta Kudüs'teki kiliseden sonra en kutsal sayılan kilise burada bulunmaktadır. Hz.Danyal(Daniel) de burada yatmaktadır. İşte benim ilgimi çeken kısım burada başlıyor.

Hz.Danyal(Daniel) Kimdir?


   Danyal peygamber II.Babil Kralı Nebukadnesar döneminde yaşamış, Yahudileri Babil esaretinden ilmi ve kehanetleriyle kurtarmıştır. İncilde anlatılana göre Kral rüyasında İsrailoğullarından gelecek erkek çocuğun tahtını sarsacağını görmüş ve bunun üzerine İsrailoğullarından doğan tüm erkek çocukları öldürtmüştür (Buyrun İncilde anlatılan kısım link ).Bu nedenle Hz.Danyal doğuduunda onu dağ başında bir mağaraya bırakılmıştır. Mağarada bir erkek bir erkek ve bir dişi aslanla birlikte büyümüştür. Bir kıtlık yılında Tarsus'a davet edilen Danyal peygamberin oraya varmasıyla birlikte inanılmaz bir bolluk olmuştur. Ve bu nedenle Babil'e geri dönülmemesi istenmiştir. Ölünce de Tarsus'a gömülmüştür. 
   Hicri 17 yılında Hz.Ömer devrinde Tarsus fethedilince Danyal peygamberin mezarı açılmıştır. Fakat Hz.Ömer'in emriyle Yahudiler tarafından cesedin çalınmaması amacıyla yerine gayet derin bir şekilde gömülüp üzerinden Berdan Nehrinden gelen ufak bir çayın suyunu kabrinin üzerinden geçecek şekilde akıtıp hiç kimsenin lahite el sürmemesi için güvene alınmıştır.


  Fakat benim ilgimi çeken yerler burası olmadı büyük ihtimalle sizinde ilginizi çekmemiştir.  İlginç yerler şimdi başlıyor...

 Dönemin halifesi Bizans İmparatoru Heraklius'u İslâm'a davet etmek için Ubade b. Sâmit ve Hişam b. As'ı Bizans'a elçi olarak göndermiştir. Elçiler saraya selam vererek girdiğinde saray sallanmıştır. Bunun üzerinde Heraklius onları huzuruna kabul etmiş namaz ve oruç gibi dini konular hakkında soru sormuştur. Soruları bitince de elçiler için güzel bir oda hazırlatmış onları dinlenmeye göndermiştir. Fakat Kral aniden akşam onları yanına çağırtmış ve onlar gelince de yanındaki adama kutsal emanetler sandığını getirmesini emretmiştir. Gelen sandığın içinde hepsi kilitli küçük küçük bir sürü bölme vardı. Önce bir bölmeyi açtı ve onlara "Bu kim biliyor musunuz?" diye sordu. Elçiler "hayır" diye cevap verince "Bu Hz.Adem'dir." dedi. Böyle böyle onlara bir kaç ipeklere işlenmiş peygamber resimleri gösterdi. Bir tane daha sorup "Bunu tanıyor musunuz?" dediğinde ise elçiler "Bu Hz.Muhammed'dir." dediler. Buna şaşıran kral odada sağa sola doğru yürüyerek düşünmeye başladı...(Burda keselim rivayeti şimdilik)

   Fakat bu peygamber resimleri aslında levhalara işlenmişti. Nasıl oldu da şimdi ipek üzerine işlenmişlerdi? Bu levhalar aslında Hz.Adem'e gönderilmiştir. Fakat daha sonra Danyal peygamber bunları bulmuş ipeklere işlemiştir ve ardından levhaları bilinmeyen bir yere ölümüne yakın gömmüştür. Benim aklımı kurcalayan soru ise Danyal peygamberin Babil'den geldikten sonra geri dönmediğini bildiğim için acaba levhaların burada saklanmış olabiliceğini düşündüm. Ve bu levhaların semavi dinler için ne kadar önemli olduğu aşikar. Benim bu fikrimi güçlerdiren şey ise Vatikan'ın bu kazılara arkeolog göndermek istemesi olmuştu. Devletimizin bu kadar gizlilik içinde yürüttüğü ve içinde bir cinayetin olduğu olay basit bir kazı meselesi değildir bence kesinlikle. Bir düşünsenize peygamberlerin resimlerinin gün yüzüne çıktığını. Dünya'da bunun uğruna savaş bile çıkabilir. Ben bu kazılarda peygamber resimlerinin yada kutsal emanet arandığını düşünüyorum. Bence böyle peki ya sence?



Yorumlar