Ana içeriğe atla

SANAT VE ESER


Sanatın her dalında kültleşmiş eserler çıkar karşımıza. Bu eserler hakkında en cahilimizden en bilgilimize kadar söyleyecek bir çift sözümüz vardır mutlaka. Kimi zaman bir melodi, bilindik bir tablo veya hayatın içinden bir kitap bize her şeyden yakın ve tanıdık gelir. Kimilerimiz bunlara sürü psikolojisiyle yaklaşıp boş bakışlar ve fikirler eşliğinde övmeye çalışsada, bu ederlerde kendini bulanlarda vardır. Zaten bu artık bizden olan eserlerin övülmeye ihtiyacı  yoktur. 
      Onları sanatçı övgü almak için yapmamış bilakis kendini, gördüklerini ifade etmek için ortaya çıkarmıştır. Bu yüzdendir ki insanların lügatine "kült" kavramı eklenmiştir. Bana göre bu kavram kendini anlatırken tüm insanlığı anlatmaktır. Bunun ardından şu soruya cevap verelim; Kült eserlerin bu denli ilgi uyandırması mükemmel olmalarından mı yoksa, bu sanatı icrâ edenlerin bizimle bütünleşmesinden midir?
Her sanat dalında binlerce eser verilmiştir. Binlerce tablo çizilmiş belki milyonlarca kitap yazılmıştır. Ama biz hâlâ dönüp dönüp Kaplumbağa Terbiyecisine bakıyor, tekrar tekrar Ömer Seyfettin okuyoruz. Daha bu isimlere yerli  bir çok örnek verebiliriz. 
      Topluma mâl olmuş, halkla bütünleşmiş sanatçı sayısı çoktur bu memlekette çünkü. Biri çıkıp bizim dertlerimizle dertlensin, bunları korkmadan dile getirmeye görsün hemen bağrımıza basarız. Halka mâl olmak demek budur ülkemizde. Her ne kadar farklı görüşlerimiz olsada daima ortak bir dertte buluşuruz. İşte bu derde ortak olan sanatçı daima bizimdir; öyle kimselerede yedirmeyiz. 
Aslına bakarsanız topluma mâl olunmaz, toplum sizi kabul eder. Bunun içinde anlatmak, anlaşılır olmak esastır. Okuyucu, dinleyici kısacası sanatı sunduğunuz kişi gurmedir. Ve en dikkat ettiği nokta samimiyettir. Halkın dilinden konuşmaktır. -Her ne kadar günümüzde bu kavram argo olarak algılansada- Asıl halkın dilinden konuşmak; halk gibi düşünerek fikri sunmaktır. Mesela Nazım Hikmet Ran o kadar bizden ve o kadar millidir ki; bugün her kesimden insan onun eserlerinden kendi davası adına pay çıkarabilir. Yapılan işin sanata dönüşebilmesi ve halk tarafından benimsenmesi için eserden başka hiçbir amaç güdülmemelidir. Halka mâl olmak için yapılan eserlerin sonu yardakçılıktır. Biz, bizi tanıdığını samimiyetsiz sözleriyle belirten  bu insanları benimsemek şöyle dursun ciddiye bile almayız.  Yeri geldiğinde hatalarımızı görmek, eserin içinde kaybolurken doğrusuyla yanlışıyla kendimizi bulmak isteriz.  
Halka mâl olmakda, kült eserleri anlamakta çetrefilli iştir.

Yorumlar