Bir Şeyler Bir Şeyler

Bir Şeyler Bir Şeyler

Bir süredir buraları ve bununla beraber "bizi" ihmal ettiğimi farkettiğim bir anda, bir şeyler yazmaya karar verdim. Akabinde "Yazmalı fakat ne yazmalı?" sorusu geldi. Aklımdan birden çok konu geçmeye başladı. Önemli bir buluşma için giyeceğiniz kıyafeti düşünürken zihninizde gardrobunuz canlanır ve gözünüz önünde canlanan kıyafetlerinize bir çok bahane bulursunuz ya, işte tam olarak öyle bir şeydi. Aklımdaki konulara daima bahaneler buluyordum çünkü hiçbiri tıpkı o buluşmada gardrobunuzdaki o kıyafetlerinizin sizi yansıtmayacağı gibi bana çok uzaklardı. Hakkında belkide hiçbir şey bilmediğim ve bu kadar kısa zamanda da bilemeyeceğim konuların yazılacak şeyler düşünürken neden zihnime doluştuğunu merak ettim -Kardeşim, ben sizi bilmiyorum bu ne cüret diyesim geldi adeta-  Sonra farkettim ki günümüzün "Paylaş! Bilmesende "zannetiklerini" paylaş" mottosuna bir anlığına kendimi kaptırmışım.

Kalem ve kağıt bulan ve birde yazdıklarını sergileyecek yer -ki bundan bol ne var- bulan insanlar her konuda yazabileceklerini zannediyor ve bunu empoze ediyorlar. Evet ben de yazmak ve paylaşmak istiyorum, her şeyi bilmediğimi ve her konuda bir fikrimin olamayacağını paylaşmak. Bu size biraz garip gelmiş olsada kendinizi yeniden yokladığınızda bunun aslında çok tanıdık bir deyiş olduğunu farkedeceksiniz. Çünkü daha okul sıralarında bize öğretilen bir deyiştir "Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır".

Buna rağmen en büyük meziyetimiz haline geldi cehaletimizi saklamak. Hatta öyle derinlere sakladık kı varlığını dahi unuttuk. Eğer olurda biri karşımızda cehaletini saklayamaz yahutta saklamak istemezse, sen o zaman izle bizi. Kıs kıs gülmeler eşliğinde "Yahu buda mı bilinmezmiş" sözlerini sen de duyar gibi oldun değil mi?

Buna bir son vermeliyiz artık. Önce kendimizden başlamalıyız cehaletimizi itiraf etmeye. Bilmediğimiz gerçeğini gömmek yerine onunla yüzleşmeli ve öğrenme isteği edinmeliyiz. Bunlardan da önce şu kelimeye tahammülü öğrenmeliyiz "BİLMİYORUM" 

Evet daha yüksek sesle "BİLMİYORUM, BİLMİYORSUN, BİLMİYORUZ"...