Ana içeriğe atla

Kayıtlar

bitonmavi etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

YAZI KONSEPTLERİMİZ

YAZI KONSEPTLERİMİZ Bizi uzun zamandır takip edebiliyor olabilirsiniz. Yada yeni ziyaretçilerimizden olabilirsiniz. Fark etmez. Size bu sefer hangi konseptlerde içerik üretiyoruz ve üreteceğiz bunlar hakkında bilgi vermek istedim. Bildiğiniz gibi artık her ay o ay yayımlayacağımız yazıların bültenini yayımlıyoruz. Sıra geldi bizim neye göre yazdığımıza. Matematiği Bir De Böyle Öğrenin Matematik formüllerinin çıkış hikayelerini size anlatarak daha farklı ve etkili bir şekilde öğrenmenize yardımcı olmaya çalışıyoruz. Anekdotlar Serisi Burada ise ufak ufak paragraflarda lirik metinler yazıyoruz. Herhangi bir öğretici amacımız yok burada. Kitap Önerisi En değerli bölüm aslında burası. Bizim sevdiğimiz kitapları burada sizin için yorumluyoruz. Ne konuda gerekli olduğunu bildirip size tavsiye veriyoruz. İslam Masonları Aslında burada yazdığımız herkes masonluk faaliyeti gerçekleştirmiş kişiler değil. Bazen de bilindiği gibi olmayan tarihteki önemli kimseleri an

TEMMUZ AYI YAZI BÜLTENİMİZ

TEMMUZ AYI YAZI BÜLTENİMİZ   Sevgili takipçilerimiz bu bir deneme yada bir araştırma yazısı değildir. Aslında bizi daha kolay takip etmeniz için size bu ay içerisinde muhakkak yazacağımız yazılar, araştırmalar ve kitap önerilerinin bir listesini bırakacağız. Böylelikle de merak ettiğiniz konuya göre bize daha kolay ve devamlı takip edebileceğinizi düşündük. Eğer ki sizin için araştırıp anlatmamızı istediğiniz konular varsa bize yorumlarda belirlebilirsiniz. Ayrıca bunlar kesin yayınlacak yazılar bunlardan başka bu ay içerisinde çok daha başka yazılar olacak tabiki siz bize yorumlarda konu önerdikçe... ARAŞTIRMA İslam'ın Masonları #3   Noel Baba(Yayımlandı: Okumak İçin Tıklayın ) Newton İncili İkna Teknikleri #1(Yayımlandı: Okumak İçin Tıklayın ) İkna Teknikleri #2 Liderlerin Beden Dili #2 YAZILAR Bu Başka Başarmak Yüksekten Korkmayın!(Yayımlandı: Okumak İçin Tıklayın ) Ayrıntılar ve Bütünler KİTAP ÖNERİSİ Mustafa Kemal ATATÜRK - NUTUK Ahmet Ümit

İMAM-I BİRGİVİ KİMDİR?

İMAM-I BİRGİVİ'NİN HAYATI     1523 yılında Balıkesir'de doğan Takîyüddin Mehmed, ilk öğrenimi müderris olan babası Pir Ali'nin medresesinde tamamladı. Yüksek öğrenimi için İstanbula gitti ve Semaniyye Medresesinde dönemin önemli hocalarından ders aldı. Öğrenimini tamamladıktan sonra verdiği vaazlarda halkı Kur'an ve sünnete dönmeye, batıl inançları ve bid'âtları terketmeye çağırdı. O dönemlerde halkın ve devletin din konusunda birçok yanlışlarını dile getirdi. Bunlardan ilki ve dönemin şeyhülislamı Ebusuud Efendiyle çatışmasına neden olanı; vakıflara nakit yardım yapılmasının haram oluşunun dile getirmesiydi. Vaazlarında bu şekilde halkı uyardığı için dönemin padişahı tarafından uyarıldı ve halkın arasına fitne sokmaması tembihlendi. İmam-ı Birgivi bu uyarılara rağmen doğruları söylemeye devam etti; para karşılığında Kur'an öğretmenin haram olduğu, türbe ve camilerde mum yakılmasının Peygamberden sonra uydurulduğu gibi nice ince ama hayatın içinden ayrınt

NASIL ABONE OLABİLİRİM?

NASIL ABONE OLABİLİRİM?   Eğer bizi severek takip ediyor ve yazılarımızdan ilk siz haberdar olmak istiyorsanız. Bize abone olun. Ve bu yazı bize abone olmak isteyen güzel insanlar için rehber olarak tarafımca hazırlanmıştır.   Öncelikle masaüstü sitemiz için sağ tarafta, mobil sitemiz için yazıların altında bulunan "E-MAİL İLE HABER VERELİM" yazan yerin içindeki kutucuğa e-mail adresinizi yazın. Gmail, hotmail yada outlook hiçbirşekilde fark etmez.  Daha sonra zarf olan yere tıklayın. Ardından isteği onaylamanız için bir kutucuk gelecek. Bu kutuculta "Ben Robot Değilim" yazan yere tıklayın ve tik olsun. Ardından "Complete Subscription Request" yazan butona tıklayın. Sol tarafta gördüğünüz 3.resim işlemin başarılı olduğunu göstermektedir.  Ardından FeedBurner'dan bir mail gelmiş olacak. Maile girip aktivasyon yapmanız gerek ve bu son işlem lütfen sabredin. Son olarak kırmızı içine aldığım link gibi bir link size de gelec

HİTLER'İN MAKAM ODASI

HİTLER'İN MAKAM ODASI    Hitler, II.Dünya Savaşı'nın güç simgesi diktatörü. İnsan psikolojisine gerek konuşmaları gerekse beden diliyle hakim olmayı başarılı bir şekide yapabilen nadir kişilerdendi. Fakat onun bu gücünü en çok gösterdiği başka bir yer daha vardı. Burası onun makam odasıydı. Odasının kabaca krokisi aşağıdaki gibiydi.    Hitler'in hiçbir hareketinin, konuşmasının tesadüf olmadığı gibi masanın konumu da tesadüf değildi. Masanın konumunun nedenini açıklarken diğer eşyaların da konumunun nedenini açıklayacağım.    Odaya giren bir kişi kırmızı halıda yürürken kırmızı renkten dolayı tehdit, güç ve tedirginlik hisseder. Fakat masa olması gereken yerde olmadığı için kırmızı halıdan çıkıp çıkmama konusunda tedirginlik hisseder. E ne de olsa karşısında Hitler var. Daha sonra gelip sandalyeye oturduğunda ise karşısında beyaz duvar arkasında ise pencere yani boşluk vardır. Alçak sandalye oturana kendisini ezik hissettirmeye başlarken pencereden dolayı d

RUH SÖZÜ

RUH SÖZÜ Bedenimizin temel ihtiyaçları vardır. Bedenimiz esaretinde varlığını sürdüren ruhumuzunda yaşamı bazı temel değer ve ihtiyaçlara dayanır. Bu ihtiyaçların ilki ve en hayati olanı bugün bu satırların konusu. Ailelerimizin ve yaşadığımız toprakların bizim için seçtiği dini küçücük yaşlarda kabullenip belkide hiç sorgulamadan mezara kadar bu inanç üzere olmamızın temel nedeni bu ihtiyaçtır. Bu uzun tasvir cümlesinden sonra tahmin etmek çokda zor olmasa gerek; evet, inanmaya duyulan o yoğun açlık ve ihtiyaç... Bir yaratıcının varlığına inanmayı reddetmiş insanlar bile yaratıcının yokluğuna inanmaktadır. Çünkü inanmak kabullenmeyi getirir ve kabullenmekse beyinimizdeki o dağınık ve hiç susmayan sesleri bir anda kesiverir. Muhalefet iyi değildir! İnsanların ihtiyaçları ezelden beri hep bir finansal kaynak olarak kullanılmış ve daima suistimal edilmiştir. Masum insanlar ilkel ve modern kapitalistlerin kurbanı olurken; daima bir grubun cepleri ve benlikleri tatmin olmuştur.  Bugün

BİR İNSANI NASIL TANIRIZ?

BİR İNSANI NASIL TANIRIZ?   Bu yazı da " bir insanı nasıl tanırız? " sorusunu siyasetçiler ve liderler üzerinden kısa bir yazıda cevaplamaya çalışacağım. Bu yazı basit ve kısa şekilde temel beden dili bilgileri üzerine olacaktır. Diğer devam yazılarımız da ise bu konuları derinlemesine inceleyeceğiz ve sizi sosyal hayatınızda insanları rahatça tanıyan, size karşı kötü amaçları bulunan insanları tespit etmek konusunda başarılı bir birey haline getireceğim.    İnsanlara sanırım iyilik yapabileceğim konulardan biri insanları nasıl tanırız sorusuna kişisel deneyimlerimle en doğru şekilde anlatmaya çalışmak olacaktır. Beden dili üzerine sanırım yaklaşık 5 yıldır yerli ve yabancı içerikleri okuyup insanlar üzerinde test ediyorum. Geçerli teknikleri not edip kendimi o yöntemlerle tekrar yaparak güçlendiriyorum. Eğer bir insana karşı ilk 10 saniyede psikolojik üstünlük elde ederseniz o kişi inançlarına zıt bir konuya bile iknâ edebilirsiniz. Bu yazının ikincisinde bir ins

KÜÇÜK ÇOCUĞUN HİKAYESİ

KÜÇÜK ÇOCUĞUN HİKAYESİ  Bu gün size küçük bir çocuğun hikâyesini anlatmak istiyorum.   Bir gün bir bu çocuk daha 2.sınıftayken öğretmeni ona ödev vermiş demiş ki " Herkes isminin anlamını öğrensin!". Tabi ki bu çocuk koşa koşa eve gitmiş ve Türkçe sözlüğünü çıkarmış isminin anlamına bakmış.  Özgür: Hür, bağımsız, tutsak edilemeyen.     Ufaklığın gözleri parlamaya başlamıştı. İsminin anlamı muhteşem gelmişti ona. Fakat ismine lâyık mıydı? Bilemiyorum. Fakat aradan yıllar geçince özgür olmanın hareketlerden daha çok fikirde özgür olmanın önemli olduğunu fark etti. Fikirlerine gem vurdurmadı, tutsak edilemedi. Sadece düşündü özgürce...     Onu tanıyan herkes tek bir konuda hem fikirdi. İsminin anlamını taşıyordu. Onun özgürlüğü adından gelmiyordu aslında düşünmesinden geliyordu. En zor durumlarda bile hayal kurmayı çok severdi. Zor problemleri de böyle çözerdi zaten.     Peki ya siz ufak bir çocuk kadar özgür müsünüz? Belki istediğiniz yerleri rahatça geziyorsunuz

Bir Şeyler Bir Şeyler

Bir Şeyler Bir Şeyler Bir süredir buraları ve bununla beraber "bizi" ihmal ettiğimi farkettiğim bir anda, bir şeyler yazmaya karar verdim. Akabinde "Yazmalı fakat ne yazmalı?" sorusu geldi. Aklımdan birden çok konu geçmeye başladı. Önemli bir buluşma için giyeceğiniz kıyafeti düşünürken zihninizde gardrobunuz canlanır ve gözünüz önünde canlanan kıyafetlerinize bir çok bahane bulursunuz ya, işte tam olarak öyle bir şeydi. Aklımdaki konulara daima bahaneler buluyordum çünkü hiçbiri tıpkı o buluşmada gardrobunuzdaki o kıyafetlerinizin sizi yansıtmayacağı gibi bana çok uzaklardı. Hakkında belkide hiçbir şey bilmediğim ve bu kadar kısa zamanda da bilemeyeceğim konuların yazılacak şeyler düşünürken neden zihnime doluştuğunu merak ettim -Kardeşim, ben sizi bilmiyorum bu ne cüret diyesim geldi adeta-  Sonra farkettim ki günümüzün "Paylaş! Bilmesende "zannetiklerini" paylaş" mottosuna bir anlığına kendimi kaptırmışım. Kalem ve kağıt bulan ve bird

BU BENİM DERDİM

   Sanırım hepimizin temeldeki en büyük korkularından birini anlatmaya çalışacağım sizlere. Heveslerimiz vardır. Aşk, para, güzellik ve daha çok şey isteriz. Birini severiz, yada birine yardım ederiz. Birşeyler başarmaya çalışırız. Sırf ne için yaparız bunu? Sadece UNUTULMAMAK için. Yada belki de arada hatırlanmak umuduyla yaparız. İnsan sonunun olduğunu bilir ya hani. Bu onda bir korku oluşturur. Gerçek bir korku! Onlar gibi milyonlarca insan öldü ve çok az sayıda olanı hatırlanıyor. İşte bu işe yaramamazlık korkusu vardır. İnsanı içten yıkan bir sancıdır. Bende burada yazıyı sadece belki bir gün hatırlanırım diye yazıyorum. Belki de pek hatırlanmam fakat umut işte insanın hayatına tutunmasına en güçlü sebeptir kendisi. Bu bir makale, deneme yada herhangi bir edebi bir yazı değildir. Bu benim size içimi dökmem. Size anlattığım bu korku var ya hani, işte bu korku uzun zamandır içimde var benim. Bir aptalın derdi olabilir belki çoğunuz için. Fakat zamanında aynı derdi Mustafa Kemal&#

DOĞRU

DOĞRU Başlıktan da anlaşıldığı üzere bugün bir kelime hakkında konuşacağız. Kendi zihnimde tam olarak tanımlayamadığım bu kelime lügatte, "gerçek, yalan veya yanlış olmayan" olarak tanımlanmış. Bu cümle üzerine akla gelebilecek ilk sorulardan biri; her gerçek doğru mudur? oluyor şüphesiz. Her gerçek olgunun, gerçek olma durumu doğrudur. Örneğin; ahlaken meşru olmayan bir gerçek, gerçek olması açısından doğrudur.  Küçük yaşlarda çevremizden sıkça duyduğumuz bir sözdür doğru veya doğru olmak. Dönüp baktığımızda ise amaç edinmemiz söylenen bu kelimeyi kimse bize açıklamamıştır. Beynimiz sıkça duyduğundan olacak ki bildiğini sanmaya başlamış hatta kanıksamıştır. (Bir şeyi kanıksayınca ne olur biliriz zaten, artık o konu hakkında ne bir soru vardır nede bir merak.) Eğer biraz şansımız varsa, tanımı ve uygulaması daha kolay olan "yalan" kavramı açıklanmıştır. Bizlerde doğru-yalan arasında zıt anlam ilişkisi kurarak ufak tefek sonuçlar elde etmişizdir. 

MUAMMER KADDAFİ VE GERÇEKLER

  MUAMMER KADDAFİ VE GERÇEKLER    Bu gün size anlatacağım kişi daha önce ülkemizde halkına işkence yapıyor diye anlatıldı. Fakat Kıbrıs Harekatı döneminde ülkemiz için yaptıklarını ve Türkleri ne kadar sevdiğini kimse anlatmadı. Bu günlerde herkes bilmeden birşeylere inanmaya başlıyor. Bu konuda Celal Şengör " İkinci el bilgi en tehlikeli şeydir." der. Ve artık halkımız öyle bir seviyeye gelmiş bulunmakta ki sadece duyduklarıyla düşünür olmuş âdeta. Şimdi size sözde halkı tarafından öldürülen bir lideri anlatacağım. Onun "Muammer KADDAFİ".   1974 yılında TSK'nın adaya başarılı harekatından sonra Yunan-Türk Savaşı riskiyle Türkiye'nin silah eksiği önemsenmiş. Ve İran'dan silah istenmiştir fakat iran ufak tefek malzemeler göndererek bizi başından savmıştır. Fakat böyle bir dönemde Libya Hükümeti kapatılan Amerikan Üssü'nde kalan tüm silahları 4 uçakla Türkiye'ye göndermiştir.      Ayrıca Deniz Baykal'ı bizzat ağırlamış ve ondan Kı