Ana içeriğe atla

GEREKSİZE ODAKLANMAK

Birden fazla işi aynı anda yapmak hepimizin övünç kaynağı değil mi?

Ne kadar çok işi bir koltuğumuzun altına sığdırmaya çalışırsak o kadar beğeniyoruz kendimizi. Hayatımız tam manasıyla odaklanmadığımız, yarım yamalak okunan kitaplar ve izlenen filmlerle dolu. Bir derse çalışırken diğer derse nasıl çalışacağımızın planlarını yapıyoruz ve başarılı olduğumuza inanıyoruz. Sonuçta iki işi de hallettik zannediyoruz.




Peki ya bunlar gerçekten övünülecek şeyler değilde kendimize verdiğimiz cezalarsa?

 Nasıl mı? Beynimiz, aklımızdan geçen her şeyi odaklıyor ve inceliyor. Ve günümüz dünyasında hep bir hareketlilik, telaş içerisindeyiz. Kimse durup "Acaba Neye Odaklıyorum Beynimi?" diye sormuyor. Konsantre olduğumuz işin sayısı ne kadar az ise aslında o işlerde o kadar başarılı oluyoruz. Çünkü beynimiz bir bilgisayar değil, çoklu işlem yeteneği pek fazla yok bu yüzden. Her şeye ayrı ayrı odaklanıp birebir ilgilenerek çözmek istiyor sorunları. Tadını çıkararak, konsantre olarak bitirmek istiyor elindekini. Ama biz durmadan onun önünden bitirmediği bir işi çekip yenisini koyuyoruz, sonra onu da bitirmeden bir yenisini daha ekliyoruz silsileye. Ve sonra ortaya zihinsel yorgunluklar ve depresyonlar çıkıyor.



Peki ne yapacağız?

"Odaklanılacak" listesine olabildiğince az iş eklemeliyiz. Konsantrasyonu bozacak her şeyden kendimizi korumalıyız. Yeri geldiğinde şöyle bir kafamızı arkaya yaslayıp, rahatlamaya odaklanmalıyız. Velhasılı kelam dostlarım; zihninizin sizin için sunduğu şeyleri kendinize ceza haline getirmekten vazgeçin. Kendinize bir iyilik yapın ve "birlere" odaklanın!



Yorumlar