Ana içeriğe atla

MAKYAJ YAPALIM



  Başlığı görüp geldin sanırım güzel dostum. Fakat bu yazıya ismini başlık vermeyecek bu sefer. Sonuçta edebiyat ekstrem denemeleri sevmese de benim keyfim bu. İşte bu yazının adı "makyajlı yüzler arasında yaşanılan sahnenin adını 'Maskeli Balo' koyuyorum".

   Hadi gel felsefeyi bırakalım neden makyaj yaptığından ve aslında neye ihtiyacın olduğundan bahsedelim...

   Güzel görünme isteğin karşı cins ve hem cinsin için tabiki. Çöplüklerde bile çınlayan standart bir söz değil mi? Peki güzel görünmesen ne olur? Burnun yamuk olsa, yada kilon fazla olsa veya herhangi bir şeyi 'çirkin' görsen kendinde. Bir gün makyajsız çıkıyorsun dışarı ve ilk sana sorulan şey "noldu hasta mısın kankaaa?" oluyor tahminen. Görüp kaçanlar da oluyordur belki. 

    Aynanın başında kaç dakika geçiriyorsun sevgili dostum? 5 dakika, 1 saat yada daha mı fazla? Japonlar der ki: "Süslenme süren 4 dakikayı geçiyorsa çirkinsindir". Senin çirkin olman umrumda değil, güzel olmanda. Ben içine bakarım insanın. İnan yada inanma. 

    Sen, ben yada herhangi biri artık o kadar dışa bakıyoruz ki birbimizi objeleştirmiş vaziyetteyiz. Artık içimiz Eyyub peygamberden daha hastalıklı. Çünkü artık insanlığımızı tamamen kaybetmemize çeyrek var. Artık ne beden özgür ne de zihin. George Orwel-1984'deki kadar fikirsiz kaldık.

    Sakin ol ve sigaramdan bir nefes almamı bekle ki sana herşeyi anlatayım. 
Evet devam edelim.
Yüzündeki sivilce, belki çil, belki de yara izi. Bunlardan utanç mı duyuyorsun?
Kendini güzel hissetmek için daha açık giyinmeyi mi seviyorsun?
Marka kıyafetlerin senin için bir prestij kartviziti mi?



Sana çok basit bir cevap vereyim:

Dekolteyi tavladığın birini gün gelir yırtmaç farkıyla başkasına kaptırırsın.

Eminim en az 5 rimel markası biliyorsundur dimi. Peki ya kendin hakkında neler biliyorsun? Tahminen sevdiğin rengi, sevdiğin yemeği falan biliyorsundur aşağı yukarı. Sana hayatın boyunca ne konuda insanlara konuşmak isterdin diye soruyorum? Buyur düşün. Vaktin ömrün kadar. Cevabın Tanrı kadar etkili olmasa da olur. Senin neye ihtiyacın varsa diğer insanlarında var. Şimdi gelelim senin bu gösteriş ve makyaj konusunda neye ihtiyacının olduğuna!

"Beraber Aristo'yu, Platon'u konuşalım bu gece yıldızların altında, ve finalde birer de dünya için şiir okuyalım yıldızlara."

  Sana bunu diyen dostun var mı hiç etrafında? Yok sanırım. Varsa da ne güzel işte. Yoksa da çevreni değiştir ki kendin de değişmeye başlayasın.

Kitap oku, gez, dolaş zıpla, koş, aşık ol, insanlarla tanış, hiç tanımadığın biriyle sohbet et, kedi sev, köpek sev,  ve önce kendini sonra diğer insanları sev. 

Hadi artık makyajı dış kusurlarımız için değil de geçmişimizdeki hatalı bakış açısını kapatmak için kullanalım.
Fondöteni bol tut hatalı bakış açını kapatırken!

Özgür diye bir arkadaşınızdan sevgilerle...

Yorumlar