Ana içeriğe atla

ORTA DOĞU HAKKINDA HATIRLANMASI GEREKENLER


 ORTA DOĞU HAKKINDA HATIRLANMASI GEREKENLER

Düşmanı Dost Bilmenin Acısı Çıkıyor: "Kısaca Arap İhaneti"


  Tarih 10 Haziran 1916. İngiliz casus Lawrence'ın kışkırtmaları ve dağıttığı altınlar sonucu Şerif Hüseyin Osmanlı'ya isyan etti. Ardından da Mekke ve Taif'teki Osmanlı Türk askerleri vahşice öldürüldü.
   Şerif Hüsey'in bu isyanının Fransa ve İngiltere arasında imzalanan "Sykes-Picot" Anlatşması'nın imzalanmasından 25 gün sonra meydana gelmesi ilginçtir.(Osmanlı idarecileri bu gizli anltlaşmayı Sovyet Devrimi'nden sonra Lenin'in açıklamasıyla öğrendiler.)
    İsyandan sonra Şerif Hüseyin İngiliz desteği ile Hicaz Kralı olduğunda, küçük oğlu Faysal Irak Kralı, ortanca oğlu ise Ürdün Emiri oldu.
   Şerif Hüseyin 1924'te Türkiye Cumhuriyeti'nin Halifeliği kaldırınca kendini Halife ilan etti. Ve kendinin peygamber soyundan geldiğini ilan etti(!)
   "Arap Kralı" olmayı kafasına takmış olan Vahabilerin Lideri Abdül aziz bin Suud İngizlizlerin desteğiyle Şerif Hüseyin'e karşı harekete geçtiler. Şerif Hüseyin'e karşı harekete geçen Vahabiler peygamberin eşi Hatice'nin ve bazı sahabelerin mezarlarını yıktılar.
   Daha sonra Şerif Hüseyin, "Müslüman Kardeşler" tarafından yakalanıp İngiliz sürgünü ile Kıbrıs'a sürüldü.
    Ölüm döşeğinde ise "Bizim başımıza gelenler ve gelecekler Osmanlı'ya karşı işlediğimiz günahların ilahi cezasıdır." demiştir. Bu söz Şevket Süreyya'nın Enver Paşa kitabının 3. cildinde yazar. 

Cehennemin İlk Kapısı Açılıyor: "İsrail'in Kuruluşu"



  İsrail'in kuruluşu 14 Mayıs 1948'de ilan edilmesine rağmen 15 Mayıs 1948'de İngiliz mandasının kalkmasıyla resmiyet kazandı. İsrail'i ilk tanıyan ülkeler Rusya ve ABD'dir.
  İsrail'in temelleri bilinenin aksine İkinci Dünya Savaşı zamanı değil, 1897 yılının Şubat ayında Siyonizmin Babası Theodor Herzl önderliğinde Yahudilere yurt kurmak için ilk konresini düzenleyen "Dünya Siyonist Örgütü" tarafından bu karar alınmıştır. Fakat bu yurdun neresi olacağı belirlenmemişti.
  İngiltere ve Fransa'nın "Sykes-Pirot" Antlaşmasıyla Ortadoğu'yu  paylaşmasıyla Yahudi sermayesi bu fırsatları değerlendirmek için ortaya atıldı.
  Artık siyonistlerin hedefi Filistin ve dolayısıyla vaadedilen toprakları elde etmekti.
   19. yüzyılın ortalarında İngiliz İmparatorluğu Ortadoğu'da bir Yahudi devletini ilk başlarda destekliyordu.
   1880'li yıllarda Rus ve Doğu Avrupa'daki Yahudiler Osmanlı bünyesindeki Filistin'de yaşıyorlardı. 1917 de İngiliz kuvvetlerinin Kudüs önlerine kadar gelmesiyle, İngilizler bölgedeki Yahudilere bir devlet vaadetti ama aslında İngilizlerin aklındaki plan Arap yönetiminde bir devlet ve Yahudi azınlıkların da bu devletin parçası olması fikriydi.
  Milletler Cemiyeti bölge halkının kendi yönetimini eline alana kadar bölgeyi  İngiliz yönetimine bırakma kararı aldı. Daha sonra bunu fırsat bilen Yahudiler Avrupa'dan göç etmeye başladı. Ve bölgedeki nüfus dengesi Yahudiler lehine değişti.
  1930'larda Yahudiler için Nazi tehlikesi ortaya çıkınca Filistin'de bir Yahudi devleti fikri kesinleşmişti.
  1939 yılında İngilizler Arap-Yahudi isyanını sert bir şekilde bastırdı ve bölgeye Yahudi göçünü yasakladı.
  1945'ten sonra, Nazi kamplarının ortaya çıkmasıyla Yahudi yeraltı gurupları, Arap destekçisi olarak gördükleri İngilizlere karşı bölgede terör eylemlerini yoğunlaştırdı. Yahudi kuruluşlar bölgeye sınırsız Yahudi göçünü tekrar başlattı. Ve her konuda en büyük destekçileri ise ABD oldu. İşte Ortadoğu'nun başına örülen çelik bir çorap olan İsrail böyle ortaya çıktı.

Dini Satanların Pazarı: "Selman'ın ABD Yakınlığı"


  Suudi Kral Selman Trump'la aşırı yakın artık. Sadece politik olarak değil. Din konusunda da onun dediklerini önemsiyor. Çünkü Trump silah anlaşması için gittikten sonra. Bir anda ülkede "Ilımlı İslam" peydah oluverdi. Bu ılımlı İslam projesi zamanında Fethullah ile Türkiye'ye getirilmişti. Şimdi ise aynı taktik bir dini lidere ihtiyaç duyulmadan İslam'ın çıkış noktasına yapılıyor. Çünkü bu sefer ki amaç kaynağı tamamen bozmak, o bölgeye gelen insanların dini inançlarını sarsmak ve dini öğrenmek amacıyla gelenlerin ise bozulmuş bir dini öğrenmelerini sağlayarak İslam'a kalıcı bir zarar vermektir. Suudilere bu ılımlı İslam projesi sanki bir kalkınma gibi gösterilerek onların buna şiddetli karşı koymalarını önlüyorlar. Bu planın altında Evangelist olan Amerika'nın Yahudi destekçiliği ve vaadedilmiş toprakları İsrail'e kazandırma fikri vardır. Bakın çok yakın zaman eski zamanlardaki gibi din savaşları yeniden çıkacaktır. Ortadoğu'nun çoğunluğu Müslüman olmasına rağmen neredeyse hepsi farklı mezhebe mensuptur. Bu ayrılmışlık daha da açılarak bölgede çok aşırı din savaşları meydana getiriliyor.

Yorumlar