Ana içeriğe atla

VERGİ

VERGİ





Vergi; kamu hizmetlerine harcanmak üzere devletin, yerel yönetimlerin, yasalara göre doğrudan doğruya ya da kimi maddelerin, hizmetlerin veya fiyatların üzerine ekleyerek dolaylı yoldan yurttaşlarından topladığı paradır.
Anayasada yer aldığı için her vatandaş için önemli bir ödevdir. 


Verginin Tarihçesi

Verginin ilk doğuşu insan ırkının toplu yaşama geçerek devletler kurduğu dönemlere kadar dayanır. Devletlerin kurulması ve toplu yaşama geçilmesiyle, insaların devlet babanın karşılaması gereken ihtiyaçları doğmuştur. Bu ihtiyaçları karşılamak üzere devletler halktan maddi gelir elde etmeye başladı.
Paranın icadından önce ve sonrasında belli bir süre boyunca bu maddi gelir halktan mal olarak temin edildi. Genelde tarım ve hayvancılıkla uğraşan halk elde ettiği ürünlerin devletin belirlediği orandaki kısmını devlete hibe etti. Böyle geçen zamanlardan sonra Dünya üzerinde derebeylik tarzında devlet oluşumları baş gösterdi ve bu oluşumlar halkına tarlalar ve tarım yapılacak alanlar lutfetti(!) Bu lûtfun karşılığı olarak da "pay" ve "hediye" adıyla pay aldılar. Ardından yeryüzü krallara ev sahipliği yapmaya devam ediyor ve bu krallar artık kamu hizmetlerini karşılamak üzere mal değil para istiyordu. Hatta bazen halkın karşılamayacağı miktarlar vergi olarak belirleniyor ve yeri geldiğinde zorla bu para halktan temin ediliyordu. 
Eski dönemlerde vergi doğrudan halktan alınırken, bizlerin yaşadığı şu dönemlerde dolaylı yollardan da vergi temin edilmeye başlandı. Bir şeyi anlamak için onun doğuşunu araştırmak ve öğrenmek en temel gerekliliktir. Tarihi bilinmeyen olguların bugünü hakkında yapılan tüm yorumlar yanlışlıktan öteye gidemez. Verginin toplu yaşamın bir gerekliliği ve halk için bir ödev oluşunu, tarihçesini okuyarak öğrendik. 
Ve 2018 yılındaki vergiler 1982 yılında yazılan ve şuan hâlâ kullanılan Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 73. Maddesine dayanır. 
73. Madde derki "Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir ya da kaldırılır." 
Eğer siz yediğiniz ekmekte bile vergi verirken birileri size mali gücünüzü sormuyorsa işte burda bir adaletsizlik vardır. Esas olarak gelir ve servet üzerinden alınan vergiler "dolaysız", harcamalar ve hizmetlerden alınan vergiler ise "dolaylı" olarak sınıflandırılır. Gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde dolaylı vergi oranı dolaysız vergi oranından daha düşüktür. Ülkemizde vergi gelirlerinin neredeyse üçte ikisi (%63.38) dolaylı vergilerden elde ediliyor. 
Türkiye 2015 yılında yapılan araştırmayla; toplam vergi yükünün GSYH(Gayri Safi Yurtiçi Hasıla)'ya oranında 35 ülke arasında 27. sırada. Bu demek oluyor ki gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere kıyasla vergi yükümüz hafifken vergi adaletsizliği dolaylı vergi oranımızın yüksek olmasıyla baş gösteriyor. 
Vergi dağılımımız ise işte şöyle;
%29 Sosyal Güvenlik Primleri
%24 Mal ve Tüketim vergileri 
%15 Gelir Vergisi
%6 Kurumlar Vergisi
%5 Taşınmazlar Vergisi 
%1 Diğer

Bu demek oluyor ki 1 milyon Tl'lik ev aldığınız da ödediğiniz KDV %1, 1 Tl'lik simit aldığınızda ise ödediğiniz KDV %8. (Eyyy Anayasa sen kimsin!) Bunun yanısıra sıfır bir araba aldığınızda %145 ÖTV öderken, yat veya tekne aldığınızda hiç ÖTV ödemezsiniz. 
Geçtiğimiz yıl 458.6 milyar Tl vergi hazineye girdi, bunu 130.6 milyar Tl'si KDV, 120.3 milyar Tl'si ÖTV'dir. Anayasa ve kanunlar sizin vergilerinizi alım gücünüz ve mali gelirinize bağlı kılarken şuan ödediğiniz hangi vergide alım gücünüzün sorulduğunu önce kendinize sormanızı tavsiye ederiz.


Yorumlar