Ana içeriğe atla

NERDEN GELDİ BU TANRI?

NERDEN GELDİ BU TANRI?




Bu gün bahsedeceğimiz konu aslında kültürün değişerek sürekliliğini temel alarak 4 dinin temelini incelemeye çalışacağız. Fakat tahminlerime göre yazının ortasına kadar geldiğinizde bana çok ön yargılı olacaksınız. Lütfen yazının sonuna kadar okuyun. O zaman beni daha iyi anlayacaksınız. Baştan söylemeliyim ki bu yazının amacı dinleri yalanlamak değildir. Sadece tarihin ve kültürün nasıl hala yaşadığını dinler üstünden anlatacağım.

Bin yıllar önce yaşayan insanlar ve yaptıkları garip hareketler bile bu gün hâlâ devam etmekte. Peki neden? Çünkü bu alışkanlıklar kültür olarak yerleşmiş. Anadolu'da Sümerler'den kalan hâlâ bir sürü miras vardır. Bunlardan bazılarını sıralayalım;

  • Nevruz (Kutsal Evlilik)
  • Gelin Odasının süslenmesi
  • Selvi ağacının ebedi hayatı temsil etmesi
  • Noel Ağacı
  • Tıbbın sembolü
  • Domuzun haram olması
  • Yere düşen ekmeğin öpülmesi
  • Baş örtüsü
Bunlar sadece devam eden geleneklerden bazıları. Daha çok var. Hayatımızı bile bu kadar çok şekillendiren kültür denilen alışkanlıklarımız dinleri nasıl şekillendirdi? Aslında bu konuda bahsedeceğimiz şeyler sizin biraz garipsemenize neden olabilir. Çünkü bizde birşeylerin temele inerek incelenmesine pek hoş gözle bakacağız.

Müslümanlık, Yahudilik ve Hristiyanlık semavi dinler bildiğiniz gibi. Bunlar arasındaki benzerliğin birbirine yakın yerlerden çıktığı için olduğunu yada Allah'ın birbirinin devamı olan dinleri olduğunu düşünmeniz yanlış bir düşünce değildir. Ama bu gün konuya bilimsel bakmamız gerekecek. Semavi dinlerde ve Sümer Dininde Tanrıların benzer veya ortak özellikleri çokça bulunmaktadır. Hatta semavi dinler Sümer dininin tek tanrılı versiyonu gibi desek pek de yanlış söylemiş olmayız. Bu dinlerin benzer özelliklerini sıralayalım;
  • Yaratıcı ve yok edici
  • Tanrı yargılaması
  • Törenler
  • Kurbanlar
  • İlahiler
  • Dualar
  • Saygı
  • Sosyal Adalet
  • Temiz olma
Sümer dininde temizlik İslam'daki temizlik kadar önemlidir. Hatta bir metinde Sümerlerin yoksullaşıp yıkanamalarından "Artık Sümerliler halk törenleri için yıkanamıyor, kirliyi beğenmek onları kaderi oldu, görünüşleri değişti." diye bahsedilir. Benzerlikler sadece temizlik konusunda değildir. Ama bazı farklar da vardır. Özellikle Tanrıların isteklerinin bildirilmesi konusundaki farklılıklar barizdir ama büyük farklar değildir. Sümer Tanrıları isteklerini bildirmez, sadece hoşuna gitmeyen davranışları yapanları cezalandırır. Fakat diğer 3 dinde bildirir. Tanrı'nın isteklerinin bildirilerini alan kimselere Farsça'da "peygamber", Arapça'da "resul" denir. 
Hitabet konusunda kutsal kitapların çoğunda benzer ifadeler vardır. Ama Sümer dinlerindeki Tanrıların hitabeti ile Kur'an'daki Tanrı'nın hitabeti çok benzerdir. Sümer'de özellikle Aşk Tanrıçası İştar'dan haber getirenler. Bunlar ya Tanrı'dan üçüncü şahıs yada birinci şahıs olarak kendisini konuşan Tanrı ile bir yapar.
Sümerliler'de Tanrılar şehirleri ve bütün kültür varlıklarını  meydana getirip insana vermiştir. Kuran'da ise şu şekildedir;
" Ey Âdemoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik. Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır. Bu (giysiler), Allah’ın rahmetinin alametlerindendir. Belki öğüt alırlar (diye onları insanlara verdik. ) " (ARAF SURESİ, 26.AYET)

"Allah yarattıklarından sizin için gölgeler var etti. Dağlarda da sizin için barınaklar, mağaralar yaptı. Sıcaktan koruyacak elbiseler ve savaşta sizi koruyacak zırhlar yapmayı öğretti. Bunları yarattığı, planladığı gibi, Allah size nimetini, muhtaç olduğunuz şeyleri tamamlıyor. Umulur ki, varlığınızı, benliğinizi Allah’a teslim edip hükmüne razı olursunuz." (NAHL SURESİ, 81.Ayet)


"Onlar için onun misli, binecekleri şeyleri yaratmış olmamız!"( YASİN SURESİ, 42.AYET)
Bakın bu 3 ayetle hem Sümer'deki Tanrılar gibi Tanrı'nın herşeyi insan için yaratması vardır. Hemde Tanrı birinci şahıs ve üçüncü şahıs olarak konuşmuştur. Her semavi dinde ve Sümer dininde Tanrı "ol" der ve oldurur. Sümer'de Tanrı kızarsa kendi şehrini dahi yıkıyor. Sümer Tanrılarının babası Enlil, Akad krallarına kızarak onları yok etmeleri için vahşi ve gaddar Gutiler'i göndererek yaklaşık olarak bütün Sümer'i yıktırmıştır. Tevrat'ta bir çok kez Yehova insanlara kızarak onları yok edici felaketler verdiği ve komşu milletleri İsrail'in üzerine saldırttığı bildirilmektedir. Aynı şekilde Kur'an da benzer olaylardan bahseder;


"Medyen ahalisi de. Musa da yalanlanmıştı. Ama ben kâfirlere önce biraz süre tanıdım sonra onları yakaladım. Benim inkarım nasılmış?" (HACC SURESİ,44.AYET)


 "Âd ve Semûd kavimlerini, Ress halkını ve bunların arasında pek çok nesilleri de helâk ettik."(FURKAN SURESİ, 38.AYET)


"Âd ve Semûd kavimlerini de helâk ettik. Bu, onların (harap olmuş) yurtlarından size besbelli olmuştur. Şeytan, onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur. Hâlbuki onlar gözü açık kimselerdi." (ANKEBUT SURESİ, 38.AYET)


"Bunun üzerine yine başlarını çevirirlerse o vakıt de ki: size Ad ve Semûd saıkası gibi bir saıka haber veriyorum." (FUSSİLET SURESİ, 13.AYET)
Sümer'de kralların sarayları olduğu gibi Tanrıların da sarları vardı. Bu saraylara "Tanrı Evi" deniyor ve bu saraylarda onları Tanrı'ya yaklaştırdığını düşündükleri basamaklar bulunuyordu. Tanrı evi günümüzde sinagog, cami ve kilise olarak devam etmektedir. Üstelik camilerin minarelerindeki hilal sembolü aslında Sümer Ay Tanrısı'nın sembolüdür.



Size kısaca benzerliklerden bahsettiğime göre şimdi sıra aklınızda oluşan hatalı kısmı düzeltmeye geldi. Kültürün toplumdan topluma aktarıldığını zaten söylemiştim. Peki bu ilk kültürel alışkanlıklar nereden çıktı? Tabiki ilk insan topluluğundan. Peki ilk insan topluluğu kimdi? Siz ister buna Mu deyin ister Adem deyin. Hiçbirşey fark etmez. Çünkü ilk yaratılan insan olan Adem ve soyundan gelenler üreyerek ilk toplum kültürünü oluşturmaya başladılar. Bu zaten çok doğal birşeydir.


"Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin." dedi. (BAKARA SURESİ, 31.AYET)
Tanrı Adem'e isimlerin hepsini öğretti diyor. Ve bu konuyu okurken unutulmaması gereken şey Adem'in bir peygamber olduğudur. Yani Tanrı ona gerekenleri bildiriyor. Kutsal kitaplara bakarsanız(Tevrat, İncil ve Kur'an) bunlar kutsal kitap olmanın yanında aynı zamanda insan hayatını düzenleyen şeylerdir. Genel olarak zaten kutsal kitap Tanrı'nın insanlara yapmaları gerekenleri bildirdiklerinin derlenmesiyle oluşur. İlk insan olan Adem'e zaten ihtiyacı olanları öğretmiştir. İsteyen bu öğretilenlere "Esma-ül Hüsna " desin, isteyen de benim gibi ihtiyacı olan şeyleri nasıl yapacağını öğretmesi desin. Sonuçta Tanrı ilk insanın muhakkak hayatta kalması için bazı şeyleri öğretmiştir yada öğrenmesini sağlamıştır. Bunun hakkında net birşey söyleyemiyorum çünkü Adem'in kaç yaşlarında bir insan olarak yaratıldığından bahsedilmiyor. Fakat Adem öğrendiklerini dolayısıyla ondan sonra gelenlere öğretti yada ondan görenler bunları devam ettirdi. Böylelikle ilk kültürün temeli atıldı. Kötü doğal koşullar zamanında ise göçlerin başlamış olması çok muhtemeldir. Her göç eden grup bu alışılmış davranışları yapmaya devam etmiş ve onlardan da sonra gelenleri bunları bir şekilde aşılamıştır. Aynen şu anda neden Noel ağacı yapıyorsak o zamanda böyle devam etmiş olması çok muhtemeldir. Daha sonraları toplum oluşturmayı başaran insan onları yönetmeleri için kimseleri belirleyip ilk devletlerini kuracaktır. Fakat kurulan devletler zaten dine dayalı bir sistemle yönetileceği için dini kültürün devam etmesi çok olası bir durumdur. Zaten Kur'an-ı Kerim'e baktığımızda bize evrenin yaratılışından tutunda ilk zamanlardan beri helâk edilen kavimleri bildiriyor. Bu kıssların zamanla toplandığını düşünebilirsiniz ama hiçbirinin birbirini yalanmayan şekilde toplanması mümkün olmamasına rağmen kutsal kitabımızda bu mevcuttur.

KAYNAKÇA:

  • A. Leo Oppenheim - Ancient Mesopotamia
  • S.N. Kramer - The Sumerians
  • Sadi Bayram - Anadolu'da Proto Türk İzleri
  • Garen Armstrong - God And History
Not: Ayetlerin mealleri http://www.kuranmeali.org adresinden alınmıştır. İsterseniz tek tek kontrol edebilirsiniz.

Yorumlar

  1. Arkadaşım dokunduğun konuşlar çok enteresan ancak imla hatalarıyla dolu sana tavsiyem yazdıklarını yayınlamadan önce en az bir defa okuman lazım..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ayrıca yorumlarınız için çok teşekkür ederim.

      Sil
  2. İmla hatalarımın tamamen farkındayım fakat blogger platformunun otomatik düzenlemesinden kaynaklanmaktadır.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

DİJİTAL İYİLİK NASIL YAPILIR?

DİJİTAL İYİLİK NASIL YAPILIR?   Evet sayın okuyucularım. Yazının başlığına bakarak Dan Brown 'un " Dijital Kale "sinden esinlendiğimi zannedebilirsiniz. Fakat alakası yok!   Diyorsunuz ki " özgürcüm hep iyilikten bahsediyorsun peki nasıl kolay iyilik yapabiliriz? ". İşte bu yazımda size dijital dünyada yani internetten de iyiliğin mümkün olduğunu anlatacağım...    Evet biliyorum blogumuzun konuları biraz değişik ve sönük olabilir ama hem özgün içerik hemde sizi düşündürücü içerikler yazmaya çalışıyorum. Lütfen sizde bize yorum yaparak destek olursanız çok memnun olurum.    Dünya yanıyor! Her yerde yıkım, cehalet ve katliam var. Sanmayın sadece bu yüzyılda oluyor bunlar. Bu durum insan var olduğundan beri dünya üzerinde var. Fakat sadece bazı dönemlerde bu durum dizginlenmiş veya azaltılabilmiş. Bu dönemlerin ortak noktaları ise  Adalet Ahlak İyilik genel olarak bu 3 maddede birleşiyor. Ben genelde ahlaktan ve iyilikten çok bahsediyorum.

İKNA TEKNİKLERİ #2 | GÜVEN SAĞLAMA

İKNA TEKNİKLERİ #2 | GÜVEN SAĞLAMA   İkna teknikleri #1 yazısını yazdığımdan beri ikinci yazıyı isteyen çok oldu. Ben de sizin için yazıyı hazırladım. Sizin için teknikleri kısaca yazacağım. Kusurları İtiraf Zayıflıklarımızı karşı tarafa itiraf etmek karşı tarafta size karşı güven oluşturur bu teknik ilk filozoflardan beri uygulanmaktadır. Özellikle günümüzde insanların birbirlerine güvenleri kalmamışken bu hareket size karşı büyük bir avantaj sağlayacaktır. Paylaşma Potansiyel sorunlarından birinin çözümüne yardımcı olarak hedefinize duyduğunuz güveni gösterin. Bu onun sizinle beraber başka unsurlara karşı savaşmasını sağlar. Ortak Düşman Hiçbirşey, insanları ortak bir düşman kadar birbirine bağlayamaz. O yüzden ortak bir düşman bulun. Ve artık ona karşı omuz omuza savaşın! Saygı Hedefinize saygı duyun ve onu sıkıca anlamaya çalışın. Onu izlerken övülecek davranışlarını tespit edin. Ve onu küçük küçük övün bu övme büyük mesafeler atlamanıza yardımcı olac

BİR İNSANI NASIL TANIRIZ?

BİR İNSANI NASIL TANIRIZ?   Bu yazı da " bir insanı nasıl tanırız? " sorusunu siyasetçiler ve liderler üzerinden kısa bir yazıda cevaplamaya çalışacağım. Bu yazı basit ve kısa şekilde temel beden dili bilgileri üzerine olacaktır. Diğer devam yazılarımız da ise bu konuları derinlemesine inceleyeceğiz ve sizi sosyal hayatınızda insanları rahatça tanıyan, size karşı kötü amaçları bulunan insanları tespit etmek konusunda başarılı bir birey haline getireceğim.    İnsanlara sanırım iyilik yapabileceğim konulardan biri insanları nasıl tanırız sorusuna kişisel deneyimlerimle en doğru şekilde anlatmaya çalışmak olacaktır. Beden dili üzerine sanırım yaklaşık 5 yıldır yerli ve yabancı içerikleri okuyup insanlar üzerinde test ediyorum. Geçerli teknikleri not edip kendimi o yöntemlerle tekrar yaparak güçlendiriyorum. Eğer bir insana karşı ilk 10 saniyede psikolojik üstünlük elde ederseniz o kişi inançlarına zıt bir konuya bile iknâ edebilirsiniz. Bu yazının ikincisinde bir ins